Background Image
Previous Page  25 / 465 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 25 / 465 Next Page
Page Background

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na Göre Yetki Sözleşmesi

24

masını önlemek istemiştir. Ancak kurumun yerleşmesinden sonra eşit

konumda olduğu kabul edilen diğer gerçek kişiler ve tacir ya da kamu

tüzel kişisi olmayan tüzel kişiler bakımından da yetki sözleşmesi yap-

ma yolu açılabilir. Özellikle de bu konuda belirli sınırlamalar getiril-

mek suretiyle kötüye kullanma ihtimalleri de en aza indirilebilecektir.

Alman Medenî Usûl Kanunu da kişi bakımından bazı sınırlama-

lar getirmiştir. Buna göre, tacirler, kamu tüzel kişileri ve kamu hu-

kukuna ilişkin özel mamelekler

52

arasında yetki sözleşmesi yapılabi-

lecektir (ZPO

53

§ 38/I). Alman Medenî Usûl Kanunu 38. maddenin

kişi bakımından getirdiği sınırlamalar emredici niteliktedir, kanun

istisnaen 38. maddede belirtilen kişiler dışındaki kişilerin yetki söz-

leşmesi yapabilecekleri halleri 39. maddede belirtmiştir

54

. Bir başka

ifadeyle bizim kanunumuzdan farklı olarak Alman hukukunda tacir

veya kamu tüzel kişilerinin dışındaki kişiler açısından yetki sözleş-

mesi yapma imkânı tamamen ortadan kaldırılmamıştır. Diğer kişi-

lerin yetki sözleşmesi yapabilmeleri belirli şartlara bağlanmıştır. Bir

diğer ifadeyle korumaya ihtiyacı olan kişilerin yapacağı sözleşmenin

geçerliliği için özel şartlar aranmıştır

55

. Taraflardan birisi için yurt

içinde genel yetkili bir mahkemenin olmaması (ZPO § 38/II), yetki

sözleşmesinin uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra yapılmış ol-

ması (ZPO § 38/III/1)

56

veya davalının, sözleşmenin yapılmasından

sonra ikametgâhını ya da mutat meskenini bu kanunun geçerlilik

52

Öffentlichrechtliche Sonder-vermögen

53

Zivilprozessordnung (Alman Medeni Usûl Kanunu).

54

Thomas/Putzo, s.72.

55

Stein/Jonas, s.670; Rosenberg/Schwab/Gottwald, s.184.

56

ZPO § 38/III/1, uyuşmazlığın ortaya çıkmasından sonra tarafların, anlaşmanın

kapsamı hakkında genel itibariyle bilinçli olacakları ve bir tarafın aşırı şekilde

menfaat temininden artık korkmaya gerek olmadığı şeklindeki değerlendirme

nedeniyle uyuşmazlığın çıkmasından sonra yetki sözleşmesi yapmaya izin ver-

mektedir. Bu noktada dava açılma tehlikesiyle karşı karşıya olmak veya yakın bir

gelecekte dava açmaya niyet edilmiş olması gerekli değildir.

Sözleşmeden kay-

naklanan uyuşmazlıklarda, yetki sözleşmesi hâlihazırda kendiliğinden sözleşme

içinde yapılmış kabul edilemez,

“hâlihazırda belli sorunlar üzerinde uyuşmazlık oldu-

ğu”

gerekçesiyle dahi bu mümkün değildir. ZPO § 38/III/1, daha sonradan orta-

ya çıkan uyuşmazlıklarla sınırlandırılmalıdır, çünkü aksi halde yetki sözleşmesi

yasağı çok kolay bir şekilde bertaraf edilebilir. Uyuşmazlık durumunda yetki söz-

leşmesinin anı kanıtlanmalıdır. Yetki sözleşmesine tarih atılması ve ortaya çıkan

olaya değinilmesi bu nedenle tavsiye edilmektedir, fakat geçerlilik şartı değildir.

Bir davanın yetkili mahkemede açılmasından sonra ZPO § 38/III/1 uyarınca bir

yetki anlaşması ile yetkili mahkemenin yetkisi ortadan kaldırılamaz. ZPO 261/

III/2 buna engel olur (Stein/Jonas, s.684).