

Motorlu Araç İşletenin Sorumluluğunun Azaltılması
304
“…Dava, trafik kazası sonucu ölenin mirasçılarına mahkeme kararı
gereği ödenen tazminatın rücuen ödettirilmesi istemine ilişkindir. Davalı,
Askeri Ceza Mahkemesinin kesinleşen kararıyla 7/8 kusura göre mahkum
olmuştur. Şu durumda davalı, zararın meydana gelmesinde tam kusurlu
olmayıp bölüşük kusuru vardır. İstem rücua ilişkin olduğuna göre davalı-
nın kusuru oranında sorumluluğa hükmedilmesi gerekirken davanın aynen
kabulüne karar verilmesi de bozma nedenidir…”
(4. HD 13.11.2000 gün ve
2000/7307-9991 E. K.)
İşleten, kanun koyucunun bahşettiği bu imkândan sadece zarar
görenin hafif kusurunu mahkemeye taşıyarak yararlanabilir. Üçüncü
kişinin hafif kusurunu ileri sürerek sorumluluğunun daraltılmasını ta-
lep edemez. Bu durumda zarardan, üçüncü kişi ile birlikte müteselsi-
len sorumlu tutulur.
b. Hatır İçin Araçta Taşıma veya Aracı Kullandırma:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m.87 f.1 uyarınca,
“Yaralanan
veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan
veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç
işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu … genel hükümle-
re tabidir.”
Kanun koyucu, ilke olarak tehlike sorumluluğu ile donattığı
işleteninin hatır için aracında taşıdığı veya aracını hatır için karşılıksız
kullandırdığı (verdiği) kişinin trafik kazasında ölmesi veya yaralanma-
sından doğan zararlara ilişkin sorumluluğunu, KTK’nın şemsiyesi altına
almayıp, genel hükümlere (haksız fiile ilişkin hükümlere - BK m.41-60)
terk ederek kusur esasına dayandırmıştır. İşletenin sorumluluğu kusur
esasına dayandığından kazanın oluşumunda kusuru varsa zarardan so-
rumlu tutulacak yoksa tutulmayacaktır.
3
Kusurun varlığını ispat yükü,
zarar görenin omuzlarındadır.
4
İşleten, kusursuzluğunu ispatlamakla
yükümlü değildir. Sorumluluğunun doğduğu durumlarda tazminattan
indirime (BK m.43) gidilecektir.
İşletenin, hatır ilişkisinin varlığı halinde sorumluluğunun azaltıl-
ması hakkaniyet düşüncesine dayanır. Şöyle ki işleten, bencil (maddi
ve manevi menfaat) değil sencil (saygı, sevgi, şefkat, nezaket, kolay-
3 H. Yılmaz, sh.33-34.
4 Aşçıoğlu, sh.109.