

AİHM Türkiye Raporu
474
makûl bir şüphenin sürmesinin, tutukluluğun devam etmesinin
hukuka uygunluğu için olmazsa olmaz bir koşulu olması nedeniy-
le, tutuklu olarak yargılanma durumlarında, kendisine yöneltilen
suçlamaların dayanağına etkili biçimde itiraz etmesi için tutuklu-
ya fırsat tanınması gerektiğine hükmetmiştir.
77. Dolayısıyla, şüpheliye yöneltilen suçlamalar ve kanıtlar hakkında,
ulusal güvenliği ya da başkalarının güvenliğini riske atmaksızın
mümkün olduğunca çok bilginin ifşa edilmesi elzemdir. AİHS’nin
5. maddesinin 4. fıkrası, tam ifşanın mümkün olmadığı durum-
larda, bunun yol açtığı zorlukların ilgili kişilerin kendilerine yö-
neltilen suçlamaların dayanaklarına etkili biçimde itiraz etme ola-
nağına hâlâ sahip olmalarını sağlayacak şekilde dengelenmesini
zorunlu kılar.
58
78. Komiser, TCMK’nın 153. maddesi ve Terörle Mücadele Kanu-
nu’nun 10. maddesinin savcılar ve mahkemeler tarafından uy-
gulanmasının AİHM’in belirlediği standartlara uymadığına dair
kaygılar taşımaktadır. Komiser, 2011 tarihli ifade özgürlüğü rapo-
runda bu tür kısıtlamaların rutin olarak uygulandığını ve örneğin,
2011’de yukarıda adları geçen iki gazeteci Nedim Şener ve Ahmet
Şık’ın durumunda kullanılmış olduklarını belirtmiştir. Gazeteci-
lerin avukatlarının verdiği bilgiye göre, iddianame, gazeteciler
tutuklandıktan 6 ay sonra yetkili mahkeme tarafından kabul edi-
lene kadar Şener ve Şık’a herhangi bir kanıtın ifşa edilmemiş ol-
ması, onları tutuklanmalarının hukuka uygunluğuna itiraz etme
imkânından fiilen mahrum bırakmıştır.
“Koruma tedbirlerinin kullanılması
59
79. Komiser, haberleşmelerin yasal takibi ve yargılama öncesi tutuk-
lama gibi birçok koruma tedbirinin yargı onayına tabi olduğuna
58
Bak A.
Ve diğerleri -Birleşik Krallık,
19 February 2009 tarihli karar.
59
Türk ceza usulünde “koruma tedbirleri” kavramı, kişilerin (örneğin mağdurlar ya
da tanıklar) korunmasını değil, ceza davalarının sorunsuz işleyişini sağlamak ya
da bir kararın infazını sağlamak için tasarlanmış tedbirleri ifade etmektedir. Bun-
lar tutuklama, gözaltı ve diğer kişisel özgürlük kısıtlamaları, arama ve elkoyma,
haberleşmelerin yasal takibi ve gizli soruşturma tekniklerini kapsamaktadır.