Background Image
Previous Page  167 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 167 / 521 Next Page
Page Background

Kuralların Kuralı: Anayasanın Hukuki Boyutunun Evrensel Serüveni

166

GİRİŞ

Anayasa hukuku bir yana, hukukun dahi sınırlarını aşmış bir

kavram olarak anayasa, Yeni Çağ’dan bugüne, özellikle de siyasi ge-

lenekleri bütünüyle kurumsallaşamamış hukuk düzenlerine sahip

ülkelerde, dinmeyen tartışmaların odağında yer almıştır. Siyasal ikti-

darın sınırlandırılmasından en üst hukuki düzenleme oluşuna, devlet

kavramıyla ilişkisinden meşruiyet sağlayıcı özelliğine kadar geniş bir

fikir yelpazesinde gezinen anayasanın konumunu tespit etmenin ko-

lay olmadığı takdir edilebilir. Tabii, ‘anayasanın sadece anayasadan

ibaret olmaması’, gerçeklik payı yüksek bir klişe niteliğiyle araştırma-

cının önünde dururken kitaplara ve sonunda kaleme sarılmamak elde

değildir.

Hiçbir kavram kendiliğinden düşünce evreninde var olamaz; ke-

limelerin ifade gücüne ihtiyaç duyar. Kelimeler olmadan kavramlar

üzerine düşünülemez. Anayasa bir kavram olduğu gibi bir kelimedir

1

.

Fakat münhasıran ‘kavram olan anayasa’yı inceleyebilmek için dil

tartışmasına girmemekte yarar vardır. Diğer bir deyişle, kavram olan

anayasa, kelime olan anayasadan koparılmalıdır.

Bir kavrama ‘hukuki’ açıdan bakmak, o kavramı kendiliğinden

düzenli, sonuç odaklı ve ‘mevzun’ bir boyut kazandırır; bağlayıcılı-

ğını meydana çıkarır. Anayasayı bir hukuki kavram olarak ele alırken

diğer düzenleyici hukuki işlemler ile karşılaştırmak, benzerlerinden

ayırabilmek, hakkını teslim etmek için gereklidir. Fakat anayasa bir

yönüyle uç bir kavramdır; düzenlemelerin düzenlemesi, kuralların

kuralıdır. Zaten sorun bu özelliğinden doğmaktadır. Her normun sa-

hip olmak istediği meşruiyet ihtiyacı kuşkusuz onun için de geçerlidir.

Bu tartışma ise hukuk araştırmacısını ister istemez doğal hukuk anla-

yışına, hukukun başlangıcına götürür. Tartışma, gelinen genel kamu

hukuku sahasının imkânlarıyla yetinmez; daha sonra siyaset bilimi ile

sosyolojiye doğru sürükler. Fakat sürüklenişe bir yerde son vermek

lazımdır; aksi halde kavramlar silsilesinin kaybolma/bozulma tehli-

kesiyle yüz yüze gelinir. Ne var ki, hukuki olanı hukuki olmayandan

ayırmak, hele konu anayasa ise, hiç de basit değildir. Üstelik ayırıcı

1

Anayasa kelimesi hakkında etimolojik-hukuki bir inceleme için bkz: Turinay,

Faruk Y.,

“Bir Kelime Olarak Anayasanın Tarihsel Yolculuğu Üzerine Düşünceler”

,

Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Temmuz-Ağustos 2011, s.269-312