

247
her değişiklik, yasa gereği sadece
kadının soyadının değişmesini zorunlu
kılmaktadır. Bu nedenle, Medeni Kanunun kadının soyadına ilişkin
hükmü Anayasamızın 10. ve 41. maddeleri ve 16.11.2004 tarihli Av-
rupa İnsan Hakları Mahkemesi (İHAM) Ünal Tekeli kararı doğrultu-
sunda, çağdaş hukuk sistemlerindeki kurallar örnek alınarak yeniden
düzenlenmelidir.
20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından itibaren insanlar arasında
ırk, dil, din, cinsiyete dayalı her türlü eşitsizliği kaldırılmasına yöne-
lik çalışmalar, kadın erkek eşitliğinin sağlanması açısından da itici güç
olmuştur. 1900’lerin başında yasalarda “
evlenen kadın kocanın, doğan
çocuk babanın soyadını alır
” kuralına yer verilmiş, ancak zaman içinde
toplumsal yaşamdaki gelişmenin aile yaşamına yansımasıyla
eşlerin
eşit haklara sahip olması anlayışı
benimsenmiş, evlilik hukukunda ve bu
arada soyadı ile ilgili maddelerde de değişiklikler yapılmıştır. Çağdaş
hukuk sistemlerinde yaşamın değişen koşullarına ve ortaya çıkan ihti-
yaçlara uygun olarak “kadının soyadı” kuralının kadın erkek eşitliğine
uygun hale getirildiği görülmektedir.
Günümüzde soyadı, kişinin
kimliğinin belirtilmesini
, onun hangi
aileye, soya ait olduğunun gösterilmesini (
aidiyet
) ve başka ailelerin
bireylerinden
ayırt edilmesini
sağlar. Bu bakımdan soyadı, kişiler arası
özel yaşam ilişkileri açısından özel hukuk alanında; nüfus kayıtlarının
düzenli tutulması, resmi belgelerde karışıklığın önlenmesi açısından
da kamu hukuku alanında düzenlenmiştir. Ayrıca, yabancı ile evle-
nenlerin “soyadı – aile adı” ile ilgili karşılaştıkları sorunların çözü-
münde hangi ülkenin hukukunun uygulanacağı ise milletlerarası özel
hukuk kurallarında yer almaktadır.
Bu yazıda, Türk Medeni Kanunu’na göre kadının soyadı, ilgili
İHAM ve Anayasa Mahkemesi kararları ve değişiklik önerisi ele alın-
madan önce, “kadının soyadı ile aile adı” kuralı bakımından Alman
hukukunda ataerkil anlayıştan eşitlikçi anlayışa doğru yaşanan süreç-
te yapılan dikkate değer değişikliklere bakmakta yarar var. Kaynak
İsviçre hukukunda ise, Almanya örneğinde olduğu gibi bir yasa deği-
şikliği süreci yaşanmamış, ancak 1980’lerden itibaren Anayasa’da ve
Medeni Kanun’da cinsiyete dayalı eşitsizliklerin kaldırılmasına yöne-
lik değişiklik yapılırken, soyadı konusunda da eşler arası eşitliğe doğ-
ru adımlar atılmıştır.