

271
baktığını göstermekteydi.
Genel adap
kadına karşı ayrımcılığı meşru-
laştıran değer yargılarının ifadesi olan belirsiz bir kavramdır. Belirsiz
bir kavramı korumak uğruna kişinin ruhsal ve fiziki bir bütün olan
cinsel yaşamını, cinsel özgürlüğünü koruma arka plana itilmişti ve bu
durum çağdaş gelişmelerle, Kadına Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ön-
lenmesi Sözleşmesi hükümleriyle çelişmekteydi.
Yasalarda kullanılan kavramlar yasakoyucunun ilgili suç bakı-
mından hangi hukuki değeri korumak istediği hakkında fikir verme
ve uygulamayı yönlendirme işlevini görmektedir; bu nedenle dikkatli
seçilmeleri gerekir.
Türk ceza muhakemesi hukukunun öncülerinden merhum Prof.
Dr. Nurullah Kunter’in
(Prof. Dr. Feridun Yenisey ile Prof. Dr. Ayşe Nu-
hoğlu tarafından güncelleştirilerek devam ettirilmekte olan
) ünlü “
Muhake-
me Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku
” isimli eserinin her ba-
sısının başlangıç sayfasında
Carnelutti
’den alıntı olduğunu ifade ettiği
şu tümceler yer alır: “
İsim meselesi. Bir zamanlar ben de bana öğretildiği
gibi önemsiz derdim. Kelimelerin değerini şimdi ve her gün biraz daha fazla
anlıyorum”.
Dolayısıyla, bu tümcelerde de vurgulandığı gibi, kullanı-
lan kavramların önemini gözardı etmemeliyiz.
2547 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cinsel özgürlüğe karşı suçlar
kişilere karşı suçlar
arasına alınarak isabetli bir düzenleme yapılmıştır.
Böylece yasakoyucu cinsel suçların genel adap ve aileye karşı değil,
kişilere karşı suç olduğunu kabul ederek bireye önem verdiğini ortaya
koymuştur. Burada bir adım daha atılarak bu suçlar cinsel dokunul-
mazlığa karşı değil,
özgürlüğe karşı suçlar
arasında düzenlenmeliydi.
Bu suçlarla bireylerin cinsel özgürlükleri ihlal edilmektedir.
Cin-
sel özgürlük ile cinsel dokunulmazlık
eş anlamlı kavramlar değildir. 2547
sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cinsel suçların “cinsel dokunulmazlığa
karşı suçlar” başlığı altında toplanması, korunan hukuki değerin insa-
nın fiziki varlığı, bedeni olduğu algılamasına sebebiyet vermektedir.
Oysa beden bütünlüğü ile vücut dokunulmazlığı yaralama suçları ta-
nımlarıyla korunmaktadır.
Hükmün gerekçesinde korunan ortak hukuki değerin “kişilerin
cinsel dokunulmazlığı” olduğu, cinsel dokunulmazlığın kişilerin vü-