

345
SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ROLÜ ve ADLİ TIP
Kadına yönelik şiddet mağduru ile ilk karşılaşan profesyoneller
genelde sağlık çalışanları olmaktadır. Şiddetin belgelenmesi ve yasal
makamlara bildirilmesi, mağdurun tedavisi ve rehabilitasyonu sü-
reçlerinde hekimler, hemşireler, ebeler ve diğer yardımcı sağlık per-
soneline görev düşmektedir (13-20). Ancak sağlık çalışanlarının aile
içi şiddete uğrayan kadınlara karşı ilgisiz kaldığı ve yasal makamlara
bildirimde bulunmadığı da bilinmektedir. Bu nedenle, sağlık çalışan-
larının meslek uygulamalarında aile içi şiddete yaklaşımları konusun-
da duyarlılıklarını ve haberlilik düzeylerini artırmak amacıyla ulusal
ve uluslar arası birçok proje yürütülmektedir. Bu çalışmaların olumlu
yansımalarının elde edilmeye başlandığı bildirilmektedir. Ancak adli
makamlara bildirimde bulunulan olayların bir bölümünde, polis ve
savcı gibi adli makamların olayın aile içinde çözümlenmesinin istendi-
ği, bir bölümünde ise şikayetlerin geri alındığı belirtilmektedir (15-22).
Kadına yönelik şiddetin ruh sağlığına olan olumsuz etkileri yanı
sıra üreme sağlığı üzerindeki etkileri de göz önünde bulundurulma-
lıdır (23-24). Adli yönden araştırma konusu olması gereken kadına
yönelik şiddetin yol açtığı ölümlerde ise bu yola başvurulmadığı ve
adli süreç dışında ölüm raporları düzenlendiği bildirilmektedir. Şid-
det mağduru kadın öldüğünde olayın adli makamlara bildirilmesi ve
otopsi sonrası ölüm nedenlerinin belirlenmesi gereklidir. Kadına yö-
nelik cinayetlerin araştırıldığı ayrı bir emniyet birimi kurulabilir.
Şiddet mağduru kadının medikolegal(adli tıp) değerlendirilme-
si sırasında mağdurun hassasiyetlerine özen gösterilerek, güvenliği
sağlanarak yapılacak çok dikkatli bir muayenenin ardından ilgili di-
siplinlerin de işbirliğiyle mümkünse bir defada işlemlerin yapılarak
bulguların rapora aktarılması sağlanmalıdır. Günümüzde cinsel saldı-
rı mağdurları için önerilen her işlemin tek bir merkezde yürütüldüğü
(rape crisis center) modelin kadına yönelik şiddet olgularında da ya-
rarlı olacağı açıktır. Böyle bir merkezde, mağdurlara olabildiğince az
travmatize ederek çok yönlü desteğin sağlanabilmesi yanı sıra, şidde-
tin tüm boyutlarıyla belgelenerek adli rapora yansıtılması daha kolay
olacaktır. Ülkemizde de bu şiddetin yaygınlığı göz önüne alındığında
böylesi merkezlerin ne kadar gerekli olduğu da anlaşılacaktır.