

359
karet, tehdit, aşağılama, dayak, cinsel taciz, tecavüz, yaralama, öldür-
me şeklinde görülmektedir. Şiddete uğrayanların, kendine özgüve-
nini, girişimcilik ruhunu, değerlerini yitirdiği görülmektedir. Bütün
dünyada olduğu gibi ülkemizde de aile içi şiddet en çok kadınları ve
çocukları mağdur etmektedir. Ancak, kadına yönelik şiddetin günü-
müzdeki anlamda bir sorun olarak ele alınması, önlenmeye çalışılma-
sı, mağdurun korunması, failin cezalandırılması çalışmaları dünya-
da çok yakın zamanlarda, 1970’lerden sonra gündeme gelebilmiştir.
1990’lardan sonra da uluslararası belgelerde kapsamlı olarak düzen-
lenmeye başlanmıştır.
İnsan haklarının evrensel bir değer olarak tanınması ve geliştiril-
mesiyle dünyada olduğu gibi ülkemizde de ailede ve toplumda kadın-
lara karşı her türlü ayrımcılığın kaldırılması çalışmaları sürmektedir.
Bu çalışmalar kadına yönelik şiddetin önlenmesi mücadelesinin de ha-
reket noktasını oluşturmuştur.
25 Kasım’ların
“Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin
Uluslararası Mücadele Günü”
olarak kabul temelinde trajik bir olay yer
alıyor. 25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlü-
ğe karşı mücadele eden üç kız kardeş (Mirabel Kardeşler) tecavüz edi-
lerek öldürülmüş, ancak bu bir trafik kazası gibi gösterilmiştir. Bunun
üzerine 1981 yılında Latin Amerikalı ve Karayipler’den kadın grupları
25 Kasım’ı
“Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü”
ilan etmişlerdir. Mira-
bel kardeşlerin ölümü kadına yönelik şiddetin ne ilk örneği ne de so-
nuncusu olmuştur. Yüzyıllardır kadına uygulanan fiziksel, psikolojik,
cinsel, sosyal, ekonomik şiddet tüm acımasızlığıyla devam ediyor.
Kadına yönelik şiddet tarih boyunca var olduğu halde şiddet ola-
rak algılanamamıştı. İnsan haklarından kadınların eşit olarak yararlan-
ması ve yasalarda, yaşamda var olan ayrımcılıkların kaldırılması ama-
cıyla 1979 yılında kabul edilen (CEDAW) Birleşmiş Milletler Kadınlara
Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nde yaşamın her
alandaki kadın sorunu ele alındığı halde,
“kadına yönelik şiddet”
konu-
sunda açık bir düzenlemeye yer verilmemişti.
3
O tarihlerde şiddet he-
3
Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu, TC Başbakanlık Kadının Statüsü ve
Sorunları Genel Md.lüğü yayını, Ankara, 2001, s.16, 40; Türkiye’de Kadının
Durumu; TC Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Md.lüğü yayını,
Ankara 1998, s.65-71; Kadına Yönelik Cinsel Şiddete Karşılaştırmalı Hukukun