Background Image
Previous Page  355 / 521 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 355 / 521 Next Page
Page Background

354

Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda düzenleme olmayan, yani tümüy-

le içtihatlarla belirlenecek olan bu konuda yargıçların tavrı, ülkenin

korku cenderesinden çıkmasında, suçla mücadelede, özel yaşamın

gizliliği ve korunmasında önemli rol oynayacaktır. Bir örnekle so-

mutlaştırırsak, sindirilmek, itibarsızlaştırılmak istenen bürokrat veya

siyasetçinin gizli ilişki yaşadığı kadın veya erkeğin eşi, bu yöntemler-

le elde edilmiş olan ses veya görüntü kayıtlarını boşanma davasında

kullanabilecek midir? Bu kanıtları nasıl elde ettiğinin ya da ona ne şe-

kilde ulaştırıldığının, olaya katkısının olup olmadığının bir önemi var

mıdır? Yani ceza yasası açısından suç oluşturan bu eylemler sonucu

elde edilen deliller, özel hukuk yargılamasında geçerli kabul edilecek

midir?

Böyle bir davada yapılması gereken öğretide zehirli ağacın mey-

vesi olarak tanımlanan bu delillere ilişkin iddiaları ön sorun olarak

kabul edip öncelikle bu sorunun çözülmesidir. Çünkü özel hayatın

gizliliği, Anayasanın 20. maddesi yanında, İnsan Hakları Evrensel

Bildirgesinin 12. maddesi ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 8.

maddesi uyarınca korunmaktadır ve bir delil, kişilerin Anayasayla

tanınmış hakları çiğnenerek elde edilmişse hukuka aykırıdır. Ancak

delilin elde edilişinde hukuka uygunluk nedenleri varsa, örneğin,

usulüne uygun olarak alınmış mahkeme kararına dayanıyorsa, hu-

kuka aykırılık ortadan kalkar. Yukarıdaki örneklerde görüntü kayıt-

ları ve fotoğrafların, gizli teknik yöntemlerle, kişilerin bilgisi dışında

çekildiğinde, özel hayata müdahale edilerek elde edildiğinde ve bir

mahkeme kararına dayanmadıklarında duraksama yoktur. Öyleyse

bu yöntemlerle elde edilmiş olan deliller özel hukuk yargılamasında

da geçersizdir.

Buna karşın söz konusu fotoğraf ve görüntü kayıtlarının, bu kayıt-

ların elde edilmesinde bir katkısı olmayan, hatta bu kayıtların basına,

Internet’e sızdırılması nedeniyle bilgi sahibi olan, yani itibarsızlaştırı-

lan kişiyle ilişki yaşayan üçüncü kişinin eşi tarafından açılan boşanma

davasında kullanılması halinde ne olacaktır? Çünkü bu deliller o eşin

isteği dışında elde edilmiş ve kendisine ulaştırılmıştır. Türk Medeni

Kanunu’nun 185. maddesi uyarınca da eşlerin evlilik birliği içinde bir-

birlerine sadakat yükümlülüğü vardır. Nitekim sadakat yükümlülü-

ğü referans alınarak, evliliğin yasal yükümlülükler alanının diğer eş