Background Image
Previous Page  252 / 477 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 252 / 477 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (100)

Abdullah KARABOYACI

251

Kanun tasarısında yapılan değişikliklerin gerekçesi meslek men-

suplarının uluslararası kabul edilebilirlik sorunlarının aşılması ile ka-

lite ve standartlarının artırılması olarak belirtilmiş iken, TBMM Genel

Kurul’unda meslek mensubu sayısındaki artışın haksız rekabete yol

açtığı ve bu durumun ancak ve kesin olarak sınav muafiyetinin kaldı-

rılması ile önlenebileceği ifade edilmiştir.

Yapılan değişiklikler, uygulamada sadece kanunları uyarınca ver-

gi incelemesi yetkisini almış ancak mesleki yeterlilik sınavlarını ver-

memiş yani mesleklerinde sadece 1-3 yıl arasında kıdeme sahip olan

kamu görevlilerini etkilemiştir. Zira yapılan özel düzenlemeler ile

bunlardan 10 yılın üzerinde çalışma süresi olanların sınav muafiye-

tine ilişkin kazanılmış hakları korunurken, 10 yıllık çalışma süresini

henüz doldurmayanların Maliye Bakanlığı tarafından yapılacak

“özel

YMM’lik sınavı”

na girmeleri öngörülmüştür.

AYM 18/05/2011 tarihinde açıkladığı kararında, özel YMM’lik sı-

navı yapılmasına ilişkindüzenlemeyi iptal ederek, 5786 sayılı Kanun’un

yürürlüğe girdiği 26/07/2008 tarihi itibariyle henüz 10 yıllık çalışma

süresini tamamlamamış kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini

almış ve mesleki yeterlilik sınavını vermiş olanların da genel usullere

göre yapılan YMM’lik sınavı ile YMM olmaları gerektiğine karar ver-

miş; ancak, bu kişilerin tamamına yakını Maliye Bakanlığı tarafından

09/04/2011 tarihinde yapılan özel YMM’lik sınavı ile YMM unvanını

almaya hak kazanmıştır. Dolayısıyla, yapılan özel YMM’lik sınavının

idari yargıda iptal edilmesi durumu hariç, AYM kararının pratikte bir

anlamı bulunmamaktadır. Zira, Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan

usul ve esaslara göre bu sınav sadece bir kez yapılabilecektir ve sınav

zaten AYM kararının açıklanmasından önce gerçekleştirilmiştir.

Devlet faaliyetlerinin önceden öngörülebilir olmasını ifade eden

hukuk güvenlik ilkesi gereği, mevcut yasal düzenlemelere güvenerek

hareket edenlerin sahip oldukları hakların veya haklı beklentilerinin

korunması hukuk devletinin en önemli koşullarından birisidir. Aksi

durum, kişiler için hukuki öngörülebilirliği ortadan kaldıracağı gibi

devletin de kişilerin sahip oldukları hakları dikkate almaksızın işlem

tesis etmesi sonucunu doğuracaktır.

Nitekim AYM, (A) grubu polis amiri olabilmenin koşullarını de-

ğiştiren düzenlemeye ilişkin olarak verdiği iki farklı kararında, hukuk