Background Image
Previous Page  138 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 138 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Candide ŞENTÜRK / Tuğba BAYZİT

137

lüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet

savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.

(3) Hazır bulunanların huzurunda dinlenmesi, tanık için ağır bir tehlike

teşkil edecek ve bu tehlike başka türlü önlenemeyecekse ya da maddî gerçe-

ğin ortaya çıkarılması açısından tehlike oluşturacaksa; hâkim, hazır bulunma

hakkına sahip bulunanlar olmadan da tanığı dinleyebilir. Tanığın dinlenmesi

sırasında ses ve görüntülü aktarma yapılır. Soru sorma hakkı saklıdır.

(4) Tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin kimliğinin saklı tu-

tulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemler, ilgili

kanunda düzenlenir.

(5) İkinci, üçüncü ve dördüncü fıkra hükümleri, ancak bir örgütün fa-

aliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili olarak uygulanabilir”

şeklinde

yapılan düzenlemeye dayanılarak 5276 sayılı Tanık Koruma Kanunu

çıkarılmıştır

142

.

Tanık koruma tedbirleri ülkemizin imzaladığı uluslararası sözleş-

melerde de düzenlenmiştir: 09.05.2002 tarihli ve 4755 sayılı Kanun’la

onaylanması uygun bulunan “

Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Ço-

cuk Satışı, Çocuk Fahişeliği ve Çocuk Pornografisi İle İlgili İhtiyari Proto-

kol

”, 30.01.2003 tarihli ve 4800 sayılı Kanun’la onaylanması uygun bu-

lunan “

Sınır Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi”

143

,

142 5726 sayılı Kanunun genel gerekçesinde

“Terör örgütleri ile suç işlemek amacıyla ku-

rulmuş diğer örgütlerin sahip oldukları güç ve kullandıkları yöntemler karşısında klasik

Ceza Muhakemesi önlemleri yetersiz kaldığından bu tür örgütlere karşı farklı yöntemlerin

kullanılması zorunlu olmuştur. Bu türlü suç örgütlerinin adalet önüne çıkarılamaması

karşısında, devletler, bu alanda gerekli iç yasal düzenlemelerin yanında uluslararası alan-

da da yakın işbirliğine gitmektedir…öte yandan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun

58’inci maddesinin 4’üncü fıkrasında da tanıklık görevinin yapılmasından sonra, kişinin

kimliğinin saklı tutulması veya güvenliğinin sağlanması hususunda alınacak önlemlerin

kanunda düzenleneceği hükme bağlanmıştır”

ifade edilerek kanunun yürürlüğe gir-

mesinin uluslararası sözleşmelere benzer uygulamalar getirilerek tanıkların ko-

runmasının amaçlandığı ifade edilmiştir.

143 Sözleşmenin 24’üncü maddesi şöyledir: “

1-Her taraf devlet, ceza davalarında bu söz-

leşmede belirtilen suçlara ilişkin ifade veren tanıklara, gerektiğinde, akrabalarına ve onların

yakınları olan diğer kişilere yönelik olabilecek öç alma veya sindirmelere karşı etkin koruma

sağlamak için imkanları dahilindeki gerekli önlemleri alacaktır

.

2- Bu maddenin 1’inci fık-

rasında öngörülen önlemler, yargılama usulünden kaynaklanan haklar dahil sanığın hak-

larına halel getirmeksizin aşağıdakileri içerebilir: (a) Bu tür kişileri fiziksel olarak korumak

için, ihtiyaca göre ve mümkün olduğu ölçüde omları başka yerlere yerleştirmek ve gerek-

tiğinde bu tür kişilerin kimlikleri ve bulundukları yerlere ilişkin bilgilerin açıklanmaması

veya bu bilgilerin açıklanmasına sınırlama getirilmesi gibi usuller tesis etmek; (b) Tanığın

beyanlarının video bağlantısı veya diğer uygun araçlar dahil iletişim teknolojisinden ya-

rarlanarak alınması gibi tanıklığın, tanık güvenliğini garanti eden bir biçimde yapılmasına

cevaz veren ispat kuralları tesis etmek…”.

(DONAY Süheyl, Ceza Muhakemesi Kanu-