

Gizli Tanık
132
lekelenmeme hakkı
122
,
hem de, delillerin güvence altına alınması gere-
ğidir
123
.
Konumuz bakımından tanığın kimliği gizlenerek dinlenmesine
karar verilmiş ise, duruşma salonuna izleyici alınması halinde bu ki-
şilerin tanığı tanıma riskinin bulunacağı vurgulanmaktadır. Bu sebep-
le, duruşmanın kapalı yapılması halinde tanığın doğruyu söyleyeceği
kanaati oluşursa, hâkimin yine duruşmanın kapalı yapılmasına karar
verebilmesi gerektiği belirtilmektedir. Tanığın, kimlik bilgileri gizle-
nerek dinlenmesine karar verilmesi durumunda duruşmanın da aleni
değil kapalı yapılması gerekecektir. Duruşmanın hangi gerekçelerle
kapalı yapılmasına karar verilebileceği ise Ceza Muhakemesi Kanu-
nunun ilgili maddelerinde düzenlenmiştir. Tanığın korunması ama-
cıyla duruşmanın kapalı yapılmasına karar verilmesi halinde
“kamu
güvenliği
” gerekçesinin gerçekleşmiş kabul edileceği belirtilmektedir.
Bu durumda tanığın kimlik bilgileri gizlenerek dinlenmesinin istisnai
nitelikte bir tedbir olduğu, sıkı şartlara bağlı olarak düzenlendiği ve
Kanunda yer alan gerekçeleri karşıladığı gözetilirse aleniyet ilkesine
aykırılık oluşturmadığı sonucuna ulaşılmaktadır
124
.
V) TANIK KORUMA TEDBİRİ VE GİZLİ TANIKLIK
A) Genel Olarak
Tanığın vereceği ifadesi nedeniyle katılanın, sanığın ya da bun-
ların yakınlarının tehdit ve saldırıları ile karşılaşması kuvvetle muh-
temeldir. Tehdit ve saldırılara karşı tanığı koruma görevi soruşturma
evresinde Cumhuriyet savcısına, kovuşturma evresinde ise Cumhuri-
yet savcısı, hâkim ya da mahkemeye aittir (Tanık Koruma Kanunu m.
6/1). Hâkim ya da mahkeme tanığı tarafların küçük düşürücü tavır
122 Bazı durumlarda, henüz yargılanmakta olan kimselerin görüntülerinin yayınlan-
masının, daha sonra bu kimseler beraat etse de, halkın gözünde “
suçlu”
olarak
damgalanmalarına yol açabileceği belirtilmektedir.
“Lekelenmeme hakkı”
nın ihlali-
ne yol açabilecek bu halin önlenebilmesi amacıyla TCK m.285 (Gizliliğin İhlali) ve
286 (Ses veya Görüntülerin Kayda Alınması)’da yeni düzenlemelere yer verilmiş-
tir (TEZCAN/ ERDEM/ SANCAKDAR/ ÖNOK, s.252-253).
123 ÖZTÜRK/ TEZCAN/ ERDEM/ SIRMA/ SAYGILAR/ ALAN, s.134. Halka açık-
lık duruşma evresine ilişkin bir ilke olup, yargılamanın her evresinin açık olmadı-
ğı belirtilmektedir. Bu ilkenin öneminin ise duruşmanın öneminden kaynaklandı-
ğı belirtilmektedir (YURTCAN, s.66).
124 TURGUT, s. 74.