

Gizli Tanık
142
Tanık koruma kararı verilirken dikkat edilmesi gereken husus
tanığın ya da yakınlarının içinde bulunduğu tehlikenin ağırlığıdır.
Tehlike henüz gerçekleşmemiş olduğu için tehlikenin ciddiliğini ve
ağırlığını tespit etmek oldujça güçtür. Tanığa veya yakınlarında karşı
doğrudan veya dolaylı olarak yönlendirilmiş olan tehdit, gerçekleşti-
rilmiş baskı girişimleri, aleyhinde tanıklık yapılacak olan sanığın veya
örgütün tanığı korkutmaya yönelik eylemlerinin varlığı, tanığın kim
olduğunun sanık tarafından biliniyor olması ve bu nedenle tanığın sal-
dırı ve baskıya maruz kalma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olması,
tanığın sanık tarafından aranmakta olduğunun bilinmesi gibi durum-
lar tehlikenin ciddiliği ve ağırlığı konusunda yol gösterici olacaktır
159
.
D) Tanık Koruma Tedbirleri
Tanık Koruma Kanunu’nun 5’inci maddesine göre tanık koruma
tedbirleri şunlardır
160
:
1- Kimlik ve adres bilgilerinin kayda alınarak gizli tutulması ve ken-
disine yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilmesi
161
.
159 TURGUT, s.345-346. Koruma tedbiri kararı verilirken korunan kişi veya yakınla-
rının maruz kaldığı tehlikenin ağırlığı ve ciddiliği, işlenmiş olan suçun önemi, ta-
nığın yapacağı açıklamaların önemi, alınacak tedbirin maliyeti, tanığın psikolojik
durumu ve bunlara benzer hususların göz önünde bulundurulması gerekmekete-
dir (Tanık Koruma Kanunu m.6/4).
160 CENTEL/ ZAFER, s.430; ÖZBEK/ KANBUR/ DOĞAN/ BACAKSIZ/ TEPE,
s.611-612;
161 Savunma makamı ve kamudan gizli tutulan tanık kimliği özellikle tanık beyanı-
nın tanığın kimliğine dair emareler taşımadığı hallerde etkin bir koruma tedbiri-
dir (DEĞİRMENCİ, s.98). Bu şekilde dinlenen tanık, aleni bir duruşmada sanık ve
müdafii bulunurken dinlense dahi savunma açısından dezavantaj oluşturacaktır.
Bu tanıkların beyanlarının olağan usulle dinlenen tanıkların beyanı ile eşdeğer
görülmemesi gerekmektedir. Kanunkoyucu da bu durumu dikkate almış ve Ta-
nık Koruma Kanunu’nun 9’uncu maddesinin 8’inci fıkrasında, söz konusu şekil-
de alınan tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınamayacağını belirtmiştir.
Gerçekten de tanığın kimlik bilgileri gizli tutularak dinlenmesi, sanık haklarına
sınırlayıcı bazı özellikler göstermektedir. Sanık bu durumda müdafii de yoksa
haklarını tam olarak kullanamayabileceğinden, bu gibi hallerde sanıklara zorunlu
müdafii atanması gerektiği belirtilmektedir. Sanık hakları bakımından böyle bir
düzenlemenin kanunumuzda bulunmaması önemli bir eksiklik olarak değerlen-
dirilmektedir. Her ne kadar tanık koruma tedbirlerinin uygulanabileceği suçla-
rın çoğu aynı zamanda zorunlu müdafi atanmasını gerektiren suçlar olsa da tüm
terör suçları ve alt sınırı 2 yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren örgütlü
suçlarda da bu tedbirler uygulanabileceğinden ve bu suçlar için zorunlu müdafi
atanmayacağından bu durumda sanık hakları ihlal edilmiş olacaktır (TURGUT,
s.262, 267).