

TBB Dergisi 2012 (101)
Candide ŞENTÜRK / Tuğba BAYZİT
147
7- Çalışan kişinin işyerinin ya da iş alanının değiştirilmesi veya öğ-
renim görenin devam etmekte olduğu her türlü eğitim ve öğretim
kurumunun değiştirilmesi
172
.
8- Yurtiçinde başka bir yerleşim biriminde yaşamasının sağlanması
173
.
9- Uluslararası anlaşmalara ve karşılıklılık ilkesine uygun şekilde ve
geçici olarak başka bir ülkeye yerleştirilmesinin sağlanması
174
.
tanıklıktan önceki yaşam standardı dikkate alınmalı ve böylece yardım miktarı
belirlenmeli, tanığın haksız yere zenginleşmesine izin verilmemeli ve tanıklıktan
önceki yaşamından daha yüksek bir yaşam tarzı sunulmamalıdır. Aksi takdirde
insanları tanıklık yapmaya yönlendirerek abartılı veya yalan tanıklık durumlarına
rastlanmasına neden olunabilecektir (TURGUT, s.310, 311).
172 Tanığın özel sektörde çalışan bir kişi olduğu durumlarda işyerinin ya da iş alanı-
nın değiştirlmesinde birtakım problemlerle karşılaşılması mümkündür. Bu du-
rumda işinden ayrılan tanığın hemen başka bir yerde çalışması sağlanamayabi-
lir. Bir başka olasılık ise yeni işverenin bu kişileri istihdam etmek zorunda olup
olmadığının tartışmalı olmasıdır. Tanık Koruma Kanunu’nun 12’inci maddesi
kamu kurum ve kuruluşları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerin bu kanunun uygu-
lanması ile ilgili olarak kendi görev alanına giren konularda işbirliği ve yardımda
bulunmakla yükümlü olduklarını düzenlemişken; bu yükümlülüğün gerçek ve
tüzel kişilere tanımadıkları kişileri istihdam etmeleri konusunda bir yükümlülük
getirmediği belirtilmektedir. Aksi halde mülkiyet hakkı ile çalışma ile sözleşme
hürriyeti ihlal edilmiş olacaktır. Görüldüğü gibi kamu kurumları arasında yapıla-
cak değişim ise daha kolay ve sorunsuz olacaktır. Öğrencinin eğitim kurumunun
güvenlik gerekçesiyle değiştirilmesinde ise, eğitim kurumlarının kendi mevzuat-
larını gerekçe göstererek transfer işlemlerinin yapılmasınd zorluk çıkaracağı be-
lirtilmektedir. Bu tür sorunları engellemek için eğitim kurumunun değiştirilmesi
tedbirinin ne şekilde uygulanacağına ilişkin yönetmelik düzeyinde de olsa bir dü-
zenleme yapılması gerektiği vurgulanmıştır (TURGUT, s.311, 312).
173 Tanıklık yapmadan önceki dönem, tanık ve yakınlarının hayat ve vücut bütünlükle-
rinin en çok risk altında olduğu dönemdir. Bu krıtik dönemde tanık ve yakınlarının
güvenliğini sağlamak için geçici olarak başka bir yere yerleştirilmeleri en etkin çö-
züm olmaktadır. Ancak Tanık Koruma Kanununun 5’inci maddesinin (d) ve devam
eden bentlerinde düzenlenmiş olan koruma tedbirlerinin uygulanmasına karar veri-
lebilmesi için tanıklığın yapılmış olması şartı aranmaktadır. Yani tanıkların tanıklık
yapmadan önce söz konusu tedbirlerle korunmalarına bu durum bir engel oluştur-
maktadır. Duruşmada tanıklık yapana dek geçici olarak başka bir yere yerleştirile-
rek kolaylıkla korunabilecek olan tanık için böyle bir tedbirin uygulanabilmesi yasal
olarak olanaklı gözükmemektedir. Tanık bu durumda ancak kendi olanaklarıyla
başka bir yere yerleşebilir. Tanık başka bir yere yerleşebilir ise o yerde fiziki koruma
sağlanması mümkün olabilecektir. Oysa kanuna açık bir hüküm konularak tanıkla-
rın maheme huzurunda tanıklık yapacakları zamana kadar geçici olarak başka yere
yerleştirilmeleri konusunda tanık koruma birimlerine açık yetki verilmemiş olması
önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir (TURGUT, s.313, 314).
174 BM Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmesi m.32 ile Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı
BM Sözleşmesi m.24, tanık ve yakınlarının başka bir ülkeye yerleştirilmesi ted-
birine yer verilmiştir. Hukukumuzda tanıkların korunması tedbiri olarak başka
bir ülkeye yerleştirilmesinin hukukî temeli TKK m.5/1-ğ, m.17 hükmüdür. (De-
taylı bilgi için bkz. TURHAN, Tanıkların Korunması, s.209 vd.) Tanık Koruma
Kanunu’nun 5’inci maddesine göre, koruma altına alınan tanığın ülke içinde ya
da dışında yeniden yerleştirilmesi ülke içinde yenşden yerleştirmede bir koşul
aranmıyorken, ülke dışındaki yerleştirmede uluslararası anlaşma ve karşılıklı-
lık ilkesine uygunluğun arandığı belirtilmektedir. Kanunumuzda tanık koruma