

TBB Dergisi 2012 (101)
Selami TURABİ
283
6-Cebir veya Tehdit Dolayısıyla Kişinin İrade Yeteneğinin
Etkilenmesi
TCK’nın 28’inci maddesi; “
Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı
cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç
işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hâllerde cebir ve şiddet, korkutma ve
tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır”
şeklindedir.
Ceza hukukunda suçların şahsiliği prensibi gereği suçu kim işle-
miş ise o kişi cezalandırılır. Bunun istisnalarından birisi de TCK’nın
28’inci maddesidir. Yasa bu istisnayı koymakla bu kişilerin cezalandı-
rılmasının önüne geçmek istemiştir. Kişi karşı koyamayacağı cebir ve
şiddet veya ağır korkutma ve tehdit altında kalabilir. Kendisini çaresiz
hissedebilir. Bu durumda suç işleyebilir. Örneğin PKK terör örgütü-
nün kandırarak dağa çıkardığı bir kişi daha sonraları yanıldığını anla-
sa ve örgütten kurtulmak istemesine cebir ve tehditle örgütün elinden
kurtulamamışsa ve ağır can tehdidi altında eylem yaparak suç işletil-
mişse o zaman TCK’nın 28’inci maddesi düşünülebilir.
7-Zorunluluk Hali
TCK’nın 25/2’nci maddesi;
“(2) Gerek kendisine gerek başkasına ait
bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak ola-
nağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını
kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta
arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza veril-
mez”
şeklindedir.
Zorunluluk (zaruret, ıztırar) hâli, ceza sorumluluğunu ortadan
kaldıran bir neden olarak düzenlenmiştir
35
. Burada kişinin, kendisinin
veya başkasının sahip bulunduğu hakka yönelik tehlikeyi gidermek
amacıyla gerçekleştirdiği davranış dolayısıyla, ceza sorumluluğu yok-
tur. Meşru savunmadan farklı olarak, zorunluluk hâlinde bir saldırı
değil tehlike söz konusudur. Zorunluluk hâlinin kabulü için, kişinin
tehlikeye bilerek neden olmaması, tehlikeden suç olan bir harekete baş-
taraftaki pencere camını sarhoşluğunun da etkisiyle kırarak atılı suçları işlediği halde,
mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi …”
şeklindedir. (Karar özel
arşivden alınmıştır.)
35 Mukayeseli hukuktaki durumu için bkz. GROPP, Walter; Alman Bakışına Göre
Türk Ceza Kanunu 1989 s.217vd.; VİDAL-MAGNOL, s.264vd.; PISAPIA, s.152vd.