Background Image
Previous Page  29 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 29 / 537 Next Page
Page Background

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Yayın Sözleşmesine” İlişkin Getirdiği Yenilikler ve ...

28

güncelleştirme yetkisi zaten mevcut olduğundan bu hususun ayrıca ka-

nunda belirtilmesi gerekli değildir ancak halefler tarafından da yapıla-

bilecek olan güncelleştirmenin sınırının tespit edilmesi önemlidir.

33

Bu

bakımdan, haleflere tanınan eseri güncelleştirme hakkı ile haleflere mut-

lak surette yasaklanan iyileştirme ve düzeltme yapma arasındaki sınırın

tespit edilmesi ileride uygulamayı meşgul edebilecek bir konudur.

Söz konusu düzenleme bakımından sıkıntı yaratabilecek bir başka

nokta, yayımlayanın eser sahibine iyileştirme ve düzeltme ve haleflere

de güncelleştirme imkanı vermeden eseri yeniden basması veya çoğalt-

ması durumunda ne olacağının maddede düzenlenmemiş olmasıdır.

Kanımızca, söz konusu madde yeterli açıklıkta düzenlenmiş olsaydı

bile eserde değişiklik yapılması gibi önemli bir konu ile bağlantılı olan,

haleflerin eserde herhangi bir değişiklik yapıp yapamayacakları, bunun

sınırı ve yaptırımı gibi hususların münhasıran FSEK’te düzenlenmesi

daha isabetli olurdu.

VI. BEDELİN BELİRLENMESİ

818 sayılı BK md. 380 uyarınca yayın sözleşmesinde bedel öden-

mesi asıldır. Ancak eser sahibinin bedelden feragat ettiği halin icabın-

dan anlaşılıyorsa o zaman yayın sözleşmesinde bedel ödenmesi zo-

runlu değildir. Bedel hakim tarafından belirlenir.

34

6098 sayılı TBK md. 496’da ise bedelin ödenmesi hususunda “

ha-

lin icabı

” yeterli görülmemiştir. Buna göre, yayın sözleşmesinde bedel

ödenmesi asıl olmakla birlikte bedelin ödenmemesi ancak sözleşmede

bu durumun açıkça kararlaştırılmış olması halinde mümkündür. Ha-

kimin bedeli belirleme yetkisi ise artık sadece bu miktarın belli olma-

dığı durumlarda söz konusudur.

33 Kılıçoğlu, haleflerden söz açmayan eski düzenlemenin eserde iyileştirme ve

düzeltme yapma yetkisinin yalnızca eser sahibine ait bir hak olduğu hususunu

vurguladığını ve zaten bu durumun FSEK’te de açıkça yer aldığını ifade etmekte

ve haleflere yönelik bir düzenleme yapılması amaçlanıyorsa bu konunun FSEK’te

düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır. (Kılıçoğlu, Eleştiriler, s. 92-93).

34 818 sayılı BK md. 380/II: “

Bedelin miktarı ehlihibrenin reyi alındıktan sonra hakim

tarafından takdir olunur

.” Maddenin kaleme alınış tarzından bedelin her zaman

hakim tarafından belirleneceği ve hakimin mutlaka bilirkişiye başvurması gerek-

tiği anlaşılmaktaysa da hakimin bedeli belirlemesinin ihtilaf durumlarında söz

konusu olduğu ve hakimin mutlaka bilirkişiye başvurması gerekmediği kabul

edilmekteydi. Bkz. Bilge, s. 242.