Background Image
Previous Page  346 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 346 / 537 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (101)

Hüsamettin UĞUR

345

Şiddet, Şiddet Çeşitleri ve Tanımlar

Kanun’da, Sözleşme’ye benzer şekilde çeşitli şiddet tanımlarına

yer verilmişse de sözleşmeye nazaran özensiz ifade ve tanımlar içerdi-

ği, belirsiz ve/veya yetersiz kaldığı, buna karşılık Kanun’daki şiddet

(ve dolayısıyla kadına karşı şiddet) tanımının daha geniş kapsamlı ol-

duğu görülmektedir. Örneğin;

Sözleşme’de toplumsal cinsiyet ve kadınlara karşı toplumsal cinsi-

yet temelli şiddet ayrıntılı bir biçimde tanımlanmış olmasına (m. 2, 3,

4, 6), ayrıca kadın örgütlerinin ve muhalefet milletvekillerinin taleple-

rine rağmen Kanun’da

“Toplumsal Cinsiyet”

tanımına yer verilmemiş

olması bir eksiklik olarak değerlendirilmiştir.

20

Sözleşme’de (m. 2)

“kadınlara yönelik şiddet, bir insan hakları ihlali

ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır ve ister

kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik

veya ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cin-

siyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi

olarak özgürlükten yoksun bırakma”

olarak;

“Aile içi şiddet”

ise

“aile içeri-

sinde veya hanede veya, mağdur faille aynı evi paylaşsa da paylaşmasa da eski

veya şimdiki eşler veya partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel,

cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemi”

olarak tanımlanmıştır.

21

Sözleşme’nin referans alındığı 6284 sayılı Kanun’da ise ilk iki kav-

rama karşılık gelen

“kadına yönelik şiddet”

ve

“ev içi şiddet”

, tanımına

yer verilmiş (m. 2), sözleşmedeki

“kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete

dayalı şiddet”

yerine ise salt

“şiddet”

kavramı tanımlanmıştır.

22

20

Şener, Ülker, a.g.m. Ancak Kanun’da açıkça böyle bir şiddet kategorisine veya

tanımına yer verilmese de

“kadına karşı şiddet”

tanımında geçen

“…kadınları et-

kileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık…”

ibaresi

“Toplumsal Cinsiyet”

ayrımcılığını

da ifade etmektedir. Kaldı ki Türkiye, Sözleşme’yi onayladığından, Anayasa’nın

90. maddesine göre iç hukukun bir parçası (hatta ondan üstün) olmuştur. Ayrıca

Kanun’un 1. maddesine göre de

“Bu Kanunun uygulanmasında …Türkiye’nin taraf

olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin

Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi … esas alınır.”

21

20.12.1993 tarih ve 44/104 sayılı Birleşmiş Milletler

“Kadınlara Yönelik Şiddetin Tas-

fiye Edilmesine Dair Bildiri”

de ise (m.1)

“Kadınlara karşı şiddet, ister kamusal isterse

özel yaşamda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel ve psikolojik acı veya ıstırap veren

veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle tehdit etme, zor-

lama veya keyfi özgürlükten yoksun bırakma”

şeklinde tanımlanmış ve 2. maddede ise

kadınlara karşı bazı şiddet örneklerine yer verilmiştir. (“Kadına ve Aile İçi Şiddete

Son Vermek İçin Elele, Yayına Hazırlayan: Moroğlu, Nazan, CM Basım Yayın,

Genişletilmiş 2. Baskı, Mart 2012, İstanbul, s. 214)

22

Buna göre; “Şiddet: Kişinin, fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik açıdan zarar