

Kadın ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddete Karşı 6284 Sayılı Kanunun Getirdikleri
344
gulanmasında, en uygun ve orantılı olanının tercih edilmesi yoluyla, aile bir-
liğinin devamının sağlanması gözetilmelidir”
temennisi dile getirilmiştir.
19
Aynı şekilde Kanun’un
“amaç, kapsam ve temel ilkeleri”
(m.1) ile
tanımlara (m. 2) bakıldığında; Kanun’un amacının, şiddete uğrayan
veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bi-
reylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması
olduğunun belirtilmesi yeterli görülmeyerek, Anayasa ile Türkiye’nin
taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik
Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin
Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenleme-
lerin de esas alınacağı vurgulanmış, yapılan tanımlarla da aile fertleri
ve kadının yanında cinsiyeti ne olursa olsun
“bu Kanunda şiddet olarak
tanımlanan tutum ve davranışlara doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalan
veya kalma tehlikesi bulunan kişi ve şiddetten etkilenen veya etkilenme tehli-
kesi bulunan kişiler”
de şiddet mağduru sayılmıştır.
Adalet Komisyonu Raporu’nda da bu eleştiriler şu şekilde karşı-
lanmıştır:
“Tasarı, salt evlilik birliğinden kaynaklanan şiddetin engellenmesi
amaçlamamakta, aksine 4721 sayılı Kanun uyarınca kurulmuş evlilik
birliğine dayalı şiddet mağdurları ile evlilik birliği olmasa dahi kap-
samda yer alan şiddet mağdurlarını koruma amacına yönelmektedir.
Kaldı ki, 4320 sayılı Kanunun adı
“Ailenin Korunmasına Dair Kanun”
iken Tasarının adı
“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlen-
mesine Dair Kanun Tasarısı”
olduğundan, Tasarı ile sadece aile içi şid-
detin engellemesinin amaçlandığı ve kadının korunmadığı yönündeki
iddialar doğru değildir. Tasarı bir bütün halinde değerlendirildiğinde
bu yöndeki yanlış algılama ve psikolojik direncin yersiz olduğu görü-
lecektir.
Tasarı ile salt evlilik birliğinden kaynaklanan şiddetin engellen-
mesi değil, aksine 4721 sayılı Kanun uyarınca kurulmuş bir evlilik bir-
liğinden ari olarak maddede zikredilen şiddet mağdurları da korun-
duğundan, CEDAW’ın taraf Devletlere yüklediği
“kadınların medeni
durumlarına bakılmaksızın”
gerekli tedbirlerin alınması yükümlülüğü
de yerine getirilmiş olmaktadır.” (s. 64)
19
TBMM, Genel Kurul Tutanağı, 24. Dönem, 2. Yasama Yılı, S. Sayısı 181, s. 64