

TBB Dergisi 2012 (101)
Hüsamettin UĞUR
343
öğretide
17
en çok Kanun’da geçen
“Aile”
veya
“Ailenin Korunması”
kav-
ramı eleştirilmiş, yasanın sadece resmî devlet nikâhıyla evli olanları
koruduğu, imam nikâhlı eşleri, aralarında resmî nikâhı olmaksızın bir-
likte yaşayan sevgilileri veya eşcinsel birliktelikleri kapsamadığı öne
sürülmüştür. Oysa tam tersine, Kanun adında
“Ailenin Korunması”
iba-
resi geçse de, Kanun metninin hiçbir yerinde toplumun temeli olan, bu
açıdan korunması gereken bir
“değer”
olarak
“ailenin korunmasına”
yer
verilmemiştir.
18
Sadece
Adalet Komisyonu Raporu’nda
“tedbirlerin uy-
…Başta, kadın
“aile”
kavramı içerisine hapsedilerek tek başına yaşayabileceği ve
birey olabileceği kabul edilmemekte, aile kavramı içinde değilse dikkate alınma-
yacağı ve korunmayacağı mesajı verilerek şiddete örtülü destek olunmaktadır.
…kanunun adının da
“Ailenin Korunması”
olarak başlaması, kadın şiddet görse
de öncelikle aile birliğinin korunması, kolun kırılıp yen içinde kalması mesajını
toplumsal zihniyete işlemektedir. Kadın şiddet görse de aile birliğinin devamına
öncelik verilmektedir.
…kanunun adı
“Ailenin Korunması”
ile başlamakta, …Kanunun adı bile, kadını ai-
leden sonra gören ve bu hâliyle korumak isteyen ya da aile içinde görmek isteyen
bir yaklaşım hissedilmektedir.
Amacı kadına şiddeti önlemek, kadını korumak olan bu tasarının adı
“Ailenin
Korunması.”
Ne önemi var diyebilirsiniz, diyorsunuz da zaten ancak bu, kadını
sadece aile ve sosyal politikalar bünyesinde hapsetmek, aile yaşamı dışındaki so-
runları yok saymaktır.
…
”Ailenin korunması”
başlığını taşımaktadır kanun. Ailenin korunması ile kadı-
nın şiddetten korunması aynı şey değildir, farklı şeylerdir hatta bazen çelişkili
şeyler olabilir. …Onun için ailenin korunması aslında kadının korunması anla-
mına gelmemektedir. Tam tersine, belki de, yani ilgili makamların ailenin işlerine
karışabilmesi gerekir ki kadının korunması mümkün olabilsin.
Yasa teklifinin adı
“Ailenin Korunması …”
Öncelikle aileden kastımız nedir? Sa-
dece resmî devlet nikâhıyla evli olanların oluşturduğu toplumsal birim mi? Eğer
öyleyse bu bir ayrımcılığa işaret etmez mi? Bu durumda imam nikâhlı eşleri, ara-
larında resmî nikâhı olmaksızın birlikte yaşayan sevgilileri veya eşcinsel birlikte-
likleri nereye koyacaksınız? Bu tür bir beraberlik yaşayan çiftlerden birinin şiddet
görmesi mümkün değil midir?” (TBMM, Genel Kurul Tutanağı, 24. Dönem, 2.
Yasama Yılı, 75 ve 76. Birleşim)
17
“Yasa’ya ilişkin temel eleştirilerden biri isimlendirmeye ilişkindir. Şiddetle mücadelenin
“Ailenin korunması”
çerçevesinde ele alınması bireyi ve bireyin haklarını ikincil
kılmaktadır.” (Şener, Ülker,
“6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şidde-
tin Önlenmesine Dair Kanun Ne Getiriyor?”
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma
Vakfı-TEPAV,
www.tepav.org.E.T.: 9.7.2012 “Bilindiği gibi, Tasarı hazırlandığın-
da adı
“Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunması Yasa
Tasarısı”
iken Meclis’e
sevk edilirken adı değiştirmiş ve
“Ailenin Korunmasına ve Kadına Yönelik Şiddetin
Önlenmesine Dair Kanun Tasarısı”
haline getirilmiştir. … Asıl olan adı değil,
içe-
riğidir denilebilir. Ancak, kadını BİREY olarak görmeyen bir zihniyeti yansıtan
yasanın adında olduğu gibi, uygulamasında da aynı zihniyetin hakim olabileceği
endişeleri göz ardı edilmemelidir.” (Moroğlu, Nazan,
“Kadına Karşı Şiddetin Ön-
lenmesi”
,
http://portal.ubap.org.tr)
18
Kanun’da
“aile bireyleri”, “aile mensubu”, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı”, “Aile
mahkemesi hâkimi”, “aile konutu”, “ailenin geçimi”, “kişinin … ailesi, çevresi”
gibi ifa-
deler geçse de sosyolojik bir olgu, sosyal bir kurum, korunması gereken bir
“değer”
olarak
“ailenin korunmasına”
yer verilmemiştir. Dolayısıyla mevcut eleştiriler temel-
siz olup, içinde su bulunmayan bardak etrafında fırtına koparmaya benzemektedir.