Background Image
Previous Page  341 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 341 / 537 Next Page
Page Background

Kadın ve Aile Bireylerine Yönelik Şiddete Karşı 6284 Sayılı Kanunun Getirdikleri

340

6284 sayılı Kanun’un görüşüldüğü TBMM’nde bir bayan milletve-

kilinin ifade ettiği gibi şiddet bir sağlık sorunu, halk sağlığı sorunudur.

Aslında yaşananları anlatmada bu ifade yetersiz bile kalmaktadır. Bu

bir cinnet halidir, sosyal hayatta cinnet yaşıyoruz. Sorun çok boyutlu

ve karmaşık olduğundan, çözüm enstrümanlarının da çeşitli olması

gerekir. Patalojik, psikolojik, sosyo-ekonomik ve daha birçok disiplin

açısından maraz teşkil eden bir sorunun sadece yargısal yollarla, ceza

hukuku araçlarıyla çözülmesi beklenemez, beklenmemelidir.

12

Kanun’un 2. maddesinde

“Kanunun uygulanması ve uyulmasında

esas alınacak temel ilkeler”

belirtilirken Anayasa ile yürürlükteki diğer

kanuni düzenlemelerin yanında

“Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası

sözleşmeler, özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlen-

mesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”

(İstanbul

Sözleşmesi)nin

13

de referans gösterilmesi (kanun gerekçelerinde ilgili

uluslararası sözleşmelere atıfta bulunulması alışıldık bir durum olsa

2. Yasama Yılı, 75. Birleşim, s. 15

www.tbmm.gov.tr/develop/owa/tutanak_g_

sd.birlesim_baslangic?P4=21142&P5=H&PAGE1=1&PAGE2=74)

12

6284 sayılı Kanuna ilişkin Adalet komisyonu Raporu’nda da

“En temel insan hak-

kı olan yaşama hakkının korunması konusunda Devletin yükümlülükleri, sadece yasama

faaliyeti ile kalmamalı, aynı zamanda bu yönde toplumsal bilincin uyandırılması ve ge-

liştirilmesi amacıyla gereken her türlü koruyucu ve giderici tedbirin alınmasının gerek-

tiği”

belirtilmiş, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı

da

“…bunu hazırlayan ve buna

emek çekmiş bir Bakan olarak biliyorum ki uygulamada bunu hızlı bir şekilde çözmemiz

çok kolay değil. Bu, topyekûn bir seferberlik istiyor, iyi bir zihinsel dönüşüm istiyor. …

zihinlerimizi bu şekilde aydınlatmadığımız sürece, dünyanın en iyi, hakikaten en kapasi-

teli bir yasasını da çıkarmış olsak, … buna mutlaka toplumun inanması, bilincinin yük-

selmesi, farkındalığının artırılması gerektiğini”

vurgulamıştır. Öğretide de

“Ülkemizde

çeşitli kesimlerin karşı karşıya kaldığı sosyal, kültürel, iktisadi sorunların ve eğitim seviyesinin

düşüklüğünün aile içi şiddetin önemli sebeplerini teşkil ettiği unutulmamalıdır. Dolayısıyla, söz

konusu sorunlar ortadan kaldırılmadığı sürece, tek başına kanuni düzenlemelerin, aile içi şiddet

sorununun tam olarak çözülmesinde yeterli olamayacağı”

gerçeğine dikkat çekilmiştir.

(Bayraktar, Köksal; Eroğlu, Fulya;

“Aile İçi Şiddete İlişkinCeza KanunuÇerçevesinde Genel Bir

İnceleme”,

Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi (YÜHFD), Cilt VIII, Sayı:

2 (2011), Cilt IX, Sayı: 1 (2012), s. 111

13

“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İliş-

kin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”, 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzalandığı için

“İstanbul Sözleşmesi”

olarak da anılır. (Bu çalışmada sözleşme olarak anılacaktır)

Türkiye, Sözleşmeyi ilk olarak imzalayan 20 ülkeden biri olup, TBMM tarafından

24.11.2011 tarih ve 6251 sayılı Kanun’la onaylanması uygun bulunmuş, Bakanlar

Kurulu’nun 10.02.2012 tarih ve 2012/2816 sayılı Kararı ile onaylanmıştır (8 Mart

2012 tarih ve 28227 sayılı Mükerrer Resmi Gazete). Şimdiye kadar onaylayan

tek ülke Türkiye olup, sözleşmenin yürürlüğe girmesi için en az sekizi Avrupa

Konseyi üyesi olan on devlet tarafından imzalanmasından sonraki üç aylık

sürenin sonunu izleyen ayın ilk gününde yürürlüğe girecektir (Sözleşme m. 75).