

Hukuk Eğitiminde Farklı Bir Yaklaşım: Bir Banka Hukuku Dersinin Ardından
418
yüzde 10, Hollanda’da yüzde 10, Danimarka’da yüzde 17, Avusturya ve
Fransa’da yüzde 19; Avrupa Birliği dışındaki ülkelerden Amerika’da yüzde
19, Japonya’da yüzde 6.7, Avustralya’da yüzde 17, Kanada’da yüzde 4.8 ol-
duğu görülmektedir.
Türk Bankacılık sektöründe Halkbank ve Ziraat Bankasının özelleştiril-
mesi sık sık konuşulan konulardandır. Bu bankaların yabancılara satışının
Türk bankacılık sektörüne ne gibi bir etkisi olabilir? Bankacılık Kanunu’nun
amacı, 1982 Anayasası’nın 48. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, “Devlet,
özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yü-
rümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır”
hükmü ve diğer kanunî düzenlemeler göz önüne alınmak suretiyle tartışınız.
Sınavı öğrenci odaklı olarak değerlendirdiğimizde, 25 puanlık bir
sorunun hazırlanan ödevlerden olduğu, bu ödevi hazırlayan öğrenci-
nin, deneyimini anlattığı ikinci soruyu da rahatlıkla yapacağı düşünül-
düğünde 50 puanı alacağı garantidir. Nitekim, öyle de oldu. Ödevi ha-
zırlayan her öğrenciye 1. soru için istisnasız 25 puan verdim. 2. soru için
de aynı şekilde, tam puan verdim. Diğer sorulara gelince, gerçekte bu
tür soruların doğru cevabının bulunmadığı kanaatindeyim. Elbette 3.
soru için Türk idare teşkilatının yapısı, anayasa hükmünün yorumlan-
ması, bu bağlamda, dar yorumun veya geniş yorumun tercih edilmesi
mümkün olabilir. Taşınma işleme, hükmün içini boşalttığından bahisle
anayasaya aykırı görülebilir veya başkent kavramının dar yorumlanma-
ması gerektiğinden anayasaya aykırı olmadığı ileri sürülebilir. Önemli
olan ekonomik, ticari, sanayi vb. bakış açısıyla değil, hukuki mülaha-
zalarla bir cevap vermektir. Bu şekilde verilen her tür yanıta tam puan
verdim. Asıl istediğim, hukukçunun hukuki bakış açısıyla yanıt verme-
siydi. Yürürlükte bulunan bir hükmü, ekonomik, turizm, hatta turist sa-
yısına göre değerlendirme yapanlara maalesef, puan vermedim. Elbette
hukukî düzenlemelerin altında da ekonomik, sosyolojik vs. nedenler
yatabilir. Ancak ne tür neden olursa olsun, kanunî düzenlemeleri yo-
rumlarken hukukî yorumlara sadık kalmak gerekir. Bu soru ile başka
bir şeyi de hedefledim. Hukukçu sadece kanunları incelemez, ülkenin
tartışma konularını da hukukî bir bakış açısıyla yorumlar. 3 ve 4. so-
rularım ile bunu vermeye çalıştım. Ülkede ekonomistler, sivil toplum
kuruluşları temsilcileri veya adını sayamadığımız birçok kişi ve kurum
bir konuda tartışırken, hukukçunun, ülke sorunlarından uzak kalması,
bu sorunları hukukî çerçevede tartışmaması olağan bir durum değildir.