Background Image
Previous Page  65 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 65 / 537 Next Page
Page Background

Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi Sorunu

64

zenlemede ifade alma veya sorguda başvurulması yasak olan yöntem-

ler açıkça ortaya konmuş ve 3. fıkrada da bu yöntemlerden birine baş-

vurulması halinde rıza bulunsa bile ifadelerin delil olarak kullanılması

yasaklanmıştır. O halde işkence altında alınan bir ifadenin, içeriğinde

ne olursa olsun, hukuka aykırı olduğu tartışmasızdır.

İkinci duruma örnek ise yine Ceza Muhakemesi Kanunu’ndan

“arama”

tedbirinin düzenlendiği 116 ve devamı maddeleridir. Her ne

kadar yukarıdaki örnekte olduğu gibi açık bir yasaklama düzenlemesi

olmasa da, Anayasa’nın 20 ve 21. maddeleri ile birlikte bir değerlendir-

me yapıldığında

“makul şüphe”

olmaksızın (CMK m. 116), yargıç kararı

ya da gecikmesinde sakınca bulunan halde Cumhuriyet savcısının ya

da kolluk amirinin yazılı emri bulunmaksızın (CMK m. 119/1), ko-

şulları oluşmaksızın gece vakti yapılan arama (CMK m. 118) hukuka

aykırı olacak ve elde edilen delillerin de hukuka aykırı delil kategori-

sinde değerlendirilmesi gerekecektir.

Son duruma yani ulusal kuralların sessiz kaldığı ve fakat uygula-

manın evrensel kurallara aykırı olduğu hale örnek de 5271 sayılı yasa

yürürlüğe girmeden önce, 1412 sayılı yasanın gönderilere el konulma-

sıyla ilgili 91 ve 92. madde hükümleri kıyasen uygulanarak telekomü-

nikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesidir. Konuyu 6 Aralık

2005 tarihli

Ağaoğlu-Türkiye

kararında inceleyen Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesi, söz konusu uygulama ile başvurucunun özel hayatının giz-

liliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (paragraf 53-54-55). Zira

mevcut hükümler gerekli güvenceleri sağlayan bir yasa olmaktan uzak-

tır. Dolayısıyla bu yolla elde edilen deliller de hukuka aykırı olmaktadır.

Bir delilin hukuka aykırılığının belirlenmesi, yukarıdaki açıklama-

ların ışığında göreceli kolay olmakla birlikte asıl sorun yaratan nokta

hukuka aykırılığı belirlenen bir delilin, maddi gerçeğe ulaşmayı amaç-

layan ceza yargılamasında kullanılıp kullanılamayacağıdır. Zira mad-

di gerçeğe ulaşma amacıyla hukuka aykırı davranmama amacı arasın-

da bir seçim yapmak durumunda kalınabilmektedir.

III. Değerlendirme açısından ileri sürülen görüşler

a) Genel olarak: Klasik hukukta genel olarak kabul görmüş olan tu-

tum “

MALE CAPTEM, BENE RECEPTUM

” sözü ile ifade edilen, huku-

ka aykırı delilin aykırı değilmişçesine ele alınması ve böylece de delilin