

Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi Sorunu
76
şik Devletleri’nin Guantanamo’daki uygulamaları ile ilgili tartışmalar
halen sürmektedir. Ek olarak niteliksel değil niceliksel olan bir yakla-
şım, hukuk güvenliği ilkesine de zarar verecektir. Zira uygulamalar
ve karşılaştırmalar her mahkemeye göre değişebilecek, farklılaşabile-
cektir. Örneğin Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2005 yılında yargıç kararı
ile gecikmesinde sakınca bulunan hali ortaya koyan veri bulunmayan
aramayı hukuka aykırı sayıp değerlendirme dışı tutarken
52
2007 yılın-
da aramada bulunacak kişilerle ilgili kurala uyulmamasını
“basit şekil
aykırılığı”
saymış ve bir hak ihlal edilmediği için delili kabul etmiştir
53
.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, kendi anlayışı içinde anla-
şılabilir olsa da,
“çıkarların dengelenmesi”
görüşüne benzer bir yaklaşım
sergileyerek nispi yasaklamadan yana olması da söz konusu görüşü
zorunlu hale getirmez. Birincisi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin
görevi üye devletin yaptıkları uygulamaların Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi ve Ek Protokolleri’nde korunan temel hak ve özgürlükleri
ihlal edip etmediğini belirlemektir. Bu bağlamda, hukuk ve yasa gibi
kavramlara yoğun biçimde vurgu yapmakla birlikte tanımlanan hak-
lar çerçevesinde çok daha dar ve özel bir değerlendirme yapmaktadır.
Dolayısıyla Strasbourg Mahkemesi açısından, hukuka aykırı delilin
değerlendirilmesinden çok genel olarak bütün soruşturma ve kovuş-
turma sürecinin Sözleşme’nin 6. maddesinde korunan
“adil yargılan-
ma”
hakkına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğidir. Mahkeme’nin
ulusal yargı makamlarının yerine geçerek karar veriyor durumuna
düşmemek için özenle kaçınmasından da doğan bu içtihattan vazge-
çip mutlak değerlendirme yasağını benimsemesinin önünde hiçbir hu-
kuksal engel de bulunmamaktadır. Zaten delil elde edilirken, örneğin,
Sözleşme’nin 8. maddesinde korunan
“özel hayata saygı”
hakkının ihlal
edilip edilmediği ayrıca denetlenmekte ve ihlal kararları da verilebil-
mektedir. Nitekim 12 Mayıs 2000 tarihli
Khan-Birleşik Krallık
davasında
Mahkeme, başvurucunun gizlice sesinin kaydedilmesini 8. maddenin
ihlali olarak kabul ederken, 6. maddede korunan adil yargılanma hak-
kı bakımından bir ihlal bulunmadığına karar vermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile ilgili olarak vurgulanması
gereken ikinci nokta, ülkeler açısından asgari standartları belirleme-
52 Bkz. n. 49’daki karar.
53 Bkz. n. 40’daki karar.