

Ceza Yargılamasında Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi Sorunu
80
bir kısma koymasıdır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da aynı gün verdi-
ği iki kararda
61
benzer bir anlayışı ortaya koymuştur. İlkinde sanığın
ikrarı söz konusudur ancak kurallara uyulmadan alındığından huku-
ka aykırı olduğuna karar veren Genel Kurul, “
oyun açıklanmasına
” ne-
den olmamak ve kendi deyimiyle “
anlamsız bir bozmadan
” kaçınmak
amacıyla esas ilişkin tartışmalara girmeksizin kararı bozmuştur. “
Sırf
davaların uzayacağı düşüncesiyle, (…) usul aykırılığını mazur ve meşru
”
görmeyi reddetmiştir. İkinci kararda da sanığın yine usule uygun ya-
pılmayan sorgusu söz konusudur. Ceza Genel Kurulu, sorgunun “
sa-
dece sanık lehine konulmuş bir usul kuralı
” olmadığını belirtip, ancak em-
redici usul kurallarına uyulduğunun anlaşılması halinde işin esasına
girilebileceğini belirterek esasa girmeden bozma kararı vermiştir.
V. Sonuç
Ceza yargılaması, gerek mağdur gerekse şüpheli/sanık açısın-
dan temel hak ve özgürlüklere en açık ve doğrudan müdahale eden
yargılama dalıdır. Bu bağlamda hem mağduriyetlerin engellenmesi /
giderilmesi hem de yargılananların haklarının korunması arasındaki
hassas dengeye her zaman dikkat edilmek zorundadır. Söz konusu
diyalektik yapının en uygun çözümü de hukukun tam ve etkin ola-
rak uygulanmasıdır. Somut tartışma konusu açısından ne temel hak
ve özgürlükler mutlak delil bulma anlayışı içinde feda edilmeli ne de
yalnızca hakları korumak adına hukuktan vazgeçilmeli.
Sonuç olarak hukuka aykırı bir delil her hal ve koşulda redde-
dilmeli, dosyada ayrı bir bölüme konup inceleme dışı bırakılmalıdır.
Herhangi bir etkilenmeyi engellemek adına da soruşturmada savcılık,
kovuşturmada mahkeme öncelikle delilin hukuksallığını tartışmalıdır.
61 YCGK E:1995/7-165 K:1995/302 T:24.10.1995,
Yargıtay Kararları Dergisi
, Cilt:22
Sayı:1, Ankara, Mart 1996, s. 103-115; YCGKE:1995/6-238 K:1995/305 T:24.10.1995,
Yargıtay Kararları Dergisi
, Cilt:21 Sayı:12, Ankara, Aralık 1995, s. 1884-1898.