

TBB Dergisi 2012 (101)
Güçlü AKYÜREK
75
runda olduklarını kabul etmek sistemin doğasına uygun olduğu gibi
var olan somut mevzuatın da gereğidir. Böylece her halde ve koşul-
da hukuku uygulamayı amaçlayan mahkemelerin, ne sebeple ulursa
olsun, hukuka aykırı hareket etmeleri söz konusu olamayacağından
ceza yargılamasında hukuka aykırı olarak elde edilmiş delillerin mut-
lak olarak değerlendirme dışı tutulması zorunludur. “
Hukuka aykırı-
lığın hiçbir mazereti olamaz. Çünkü mazeret aramaya kalkarsak, hukukun
üstünlüğü kağıt üstünde kalır ve uygulamaya geçemez
”
51
.
b) İleri sürülen görüşlerle ilgili değerlendirmeler: Şurası açıktır ki
ileri sürülen ve mutlak yasaklamayı reddeden görüşler de tam olarak
kalıcı çözümler üretmekten uzaktır. Böylece hemen her zaman bir ku-
ral konmakta (“
hukuka aykırı deliller kullanılamaz
”), buna bazı istisnalar
getirilmekte (“
bazı koşulların varlığı halinde kullanılabilir
”) daha sonra is-
tisnanın istisnası belirlenerek (“
ancak yasa ile yasaklanmış olanlar bunun
dışındadır
”) konu daha da tartışmalı hale getirilmektedir.
Öncelikle çıkarların dengelenmesi / nispi yasaklama görüşü son
derece muğlâk bir yapıya sahip olup başta hukuk güvenliği olmak
üzere temel hak ve özgürlükleri tehdit etmektedir. Çünkü karşı karşı-
ya gelen hak veya çıkarların değerlendirilmesi çoğu kez nesnel değil
öznel ölçütlere dayanmak zorunda kalacak ve daha önce de belirtildiği
gibi bir denge kurulması değil bir hakkın ya da çıkarın feda edilmesi
söz konusu olacaktır. Özellikle kasten adam öldürme (TCK m. 81), ni-
telikli cinsel saldırı (TCK m. 102/2, 3) veya doğrudan devletin güven-
liği ile ilgili olan suçlar (örneğin TCK m. 302, 309, 314 vb.) söz konusu
olduğunda hemen her somut olayda bu suçlarla korunan hukuki men-
faat, şüpheli/sanığın ihlal edilen hakkından daha üstün olduğundan
uygulama hukuka aykırı delillerin değerlendirmeye katılması sonu-
cunu doğurabilecek, böylece bu alanda hukuka uyma gerekliliği fiili
olarak ortadan kalkabilecektir.
Ayrıca hukuka aykırı eylemleri böylece hukukun içine alabilmek
amacıyla yapılacak karşılaştırma niteliksel değil niceliksel olduğundan
ulusal güvenlik gibi her türlü kural ya da istisnayı aşabilme özelliğine
sahip değerlerin karşısında bugün kesinlikle reddedilen uygulamala-
rın da kabullenilmesi sonucu doğabilecektir. Nitekim Amerika Birle-
51 Çetin Özek,
“Hukuka Aykırı Davranmanın Mazereti Olamaz”
,
Prof. Dr. Sahir Erman’a
Armağan
, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul, 1999, s. XVII.