Background Image
Previous Page  85 / 537 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 85 / 537 Next Page
Page Background

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Çerçevesinde Din ve Vicdan Özgürlüğü

84

İnsanlık tarihi kadar eski olan dinin gerek bireysel gerekse de kol-

lektiv yaşamdaki yeri ve önemi yadsınamaz. Sistemin insanı yalnız-

laştıran karakteristik etkisinin ve ideolojilerin çöküşünün beraberin-

de getirdiği boşluk ve travmanın sonucu, 1980’lerde küresel düzeyde

başlayan inanca dönüş hareketinin gelişimini hızla devam ettirdiği

bu dönemde, din ile devletlerin keyfiyetinin menzilini belirleyen hu-

kuk arasındaki çatışma alanı her geçen gün daha da genişlemektedir.

Türkiye ise, siyasi ve kültürel geçmişinin yanısıra, laikliği benim-

semiş olması nedenleriyle bu çatışmanın en yoğun yaşandığı ülke-

lerden bir tanesi olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)

nezdinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS)‘nin 9. maddesin-

de öngörülen din ve vicdan özgürlüğünü ihlal etmiş olduğu iddia-

sıyla sıkça yargılanmaktadır. Bu makalenin amacı ise, genel olarak

AİHS’nin 9. maddesinin koruma alanının kapsamı ve özellikleri ile

sınırlama nedenleri konusunda Mahkeme içtihatları temel alınarak

ayrıntılı bilgi vermektir.

Din ve vicdan özgürlüğünden ilk olarak kişinin vicdanî bir kana-

ate sahip olması, ikinci olarak ise bu kanaatini dışa vurması durumu

anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle özgürlük bireylerin hem sprituel

inanç veya kanaatlerini, hem de bu dini-felse öncüllerin dış dünyaya

yansıyan ifadelerini korur. Şu halde, düşünce, vicdan ve inanç özgür-

lüğünün birinci boyutu

vicdanî

özgürlükle

, ikincisi ise

inancı dışa vurma

veya

izhar

etmeyle ilgilidir.

1

Demokratik hukuk devletinin en önemli güvencelerinden bir ta-

nesi olan din ve vicdan özgürlüğü, ülkemizde ve Avrupa Konseyi’ne

üye olan bütün diğer ülkeler tarafından demeoktatik çoğulculuk anla-

yışının korunması ve geliştirilmesi amacıyla anayasal düzeyde garanti

altına alınmıştır.

AİHS‘nin 9. maddesinde de düşünce, vicdan ve din özgürlüğü

herkes için bir hak olarak öngörülmüş ve bu hakkın, din veya inanç

değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarz-

da ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya

inancını açıklama özgürlüğünü kapsadığı belirtilerek, hakkın kollektif

karakterine vurgu yapılmıştır. İkinci fıkrada ise, birinci fıkrada garan-

1 Bkz. İnsan Hakları, Ankara 2006, S. 59. Kaynak:

http://www.

scribd. com/doc

/55662517/31/i-Dusunce-Vicdan-ve-Din-İnanc-Ozgurlugu.