Background Image
Previous Page  212 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 212 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2012 (102)

Mustafa ÜNLÜTEPE

211

rının tespit edilmesi için bir uyarlama davasının açılıp açılamayaca-

ğıdır. Örnek olarak, belirtilen sebeplerle, 100. 000 TL değerinde olan

bir taşınmaz üzerine, 50. 000 TL miktarlı olarak üst sınır ipoteği tesis

edildikten sonra, taşınmazın değerinin 500. 000 TL olması halinde, ala-

cak ile taşınmazın değeri arasındaki oran farklılaşacağından, taşınma-

zın değerine göre tesis edilen teminat miktarının değersizleşmesi söz

konusu olur. Doktrinde ileri sürülmekte olan bir görüş

131

, uyarlama

davası açılmasına olumlu cevap vermekte ve belirlilik ilkesinin ihlal

edilmediğini belirtmektedir. Bu görüşe göre, burada temel borç ilişki-

sinde yer alan alacağın uyarlanması söz konusu olmayıp, taşınmazın

değerine göre belirlenmiş bulunan teminatın miktarı uyarlanmakta-

dır. İpoteğin tesis edilmesinde, taşınmazın değeri göz önünde bulun-

durulduğundan, ipoteğin tesis edilmesinden sonra uzun yılların geç-

mesi ile ekonomik nedenlerle değerini yitiren teminat miktarı, güncel

ve gerçek değerine uyarlanır. Bunun için taşınmaz ile ipoteğin değeri,

diğer ipotek hakları da nazara alınarak, oranlama yapılması suretiyle,

teminat miktarının tespit edilmesi yoluna gidilir. Taşınmaz üzerinde

sonradan hak sahibi olacak kişilerin, teminat miktarı ile taşınmazın

değeri arasındaki oranı bildiklerinden hareketle, bu oranın yeniden

kurulmasından ötürü zarara uğramaları söz konusu olmaz.

Kanaatimizce, ipoteğin sağlamış olduğu teminat miktarının uyar-

lanmasının istenilmesine mesafeli durmak gerekir. Nitekim belirlilik

ilkesi bu şekilde ikame edilebilecek olan dava ile önemli şekilde zede-

lenmiş olacaktır. Öncelikle anapara ipoteği bakımından TMK m. 875

uyarınca belirtilen alacak kalemleri teminata dâhil olmakla, tapu kütü-

ğünde gösterilen tutar asıl alacak tutarını gösterdiğinden, bu miktarın

aşılmış olması halinde de ipotek alacaklıyı tatmin etmeye hizmet ede-

cektir. Nitekim temerrüt faizi de kendiliğinden teminat kapsamında

131 Acar, Uyarlama, s. 487 vd. ; Serozan, yabancı para ipoteğinin tesis edilmesine im-

kan veren yasal düzenlemeyi eleştirdiği yazısında, enflasyon karşısında dayanıklı

olacak bir ipotek tesis edilmesi bakımından, yabanı yatırıcımlar lehine belirlilik

ilkesinin ödün verilmesi neticesini doğuracak bir düzenleme yapılacaksa da bu-

nun yerine başka bir çarenin geliştirilebileceğini ve bu çarenin taşınmazın değe-

rinin belirli bir oranı esas alınarak güvence oluşturulabileceği olduğunu ifade et-

mektedir. Buna göre, enflasyona paralel olarak taşınmazın değeri arttıkça ipotek

yükünün de kapsamı arttırılabilecektir. Rona Serozan,

“Medeni Kanun ve Borçlar

Kanunu Değişikliklerinin, Özellikle Yabancı Para Borçlarına ve Bunların Teminat Altına

Alınmalarına İlişkin Değişikliklerin Eleştirilmesi”

, İstanbul Barosu Dergisi, 1991, Cilt:

65, Sayı: 1-2-3, s. 220-221.