Background Image
Previous Page  207 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 207 / 473 Next Page
Page Background

İpoteğin Alacak Bakımından Kapsamı

206

Üst sınırı aşan kısım teminattan yararlanamaz

116

ve adi alacak olarak

genel hükümlere göre takibe konu edilebilir

117

. Borçlunun üst sınırı

istemiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; dava tarihi iti-

bariyle toplam tahsilatın 188. 470,56 TL yapıldığı bildirildiğinden tüm giderler

dahil olmak üzere limitle sınırlı takip yapmak gerekirken…” Yargıtay 12. HD, E.

2010/25840, K. 2010/26725, T. 11. 11. 2010; Kazancı İçtihat Bankası.

116 Esener, Güven, s. 434; Akipek, Akıntürk, s. 760; Köprülü, Kaneti, s. 288; Ayan, s.

157; Helvacı, İpotek Hakkı, s. 157; Karahasan, Eşya Hukuku, s. 207; Şener, s. 34, 37,

215; Günel, s. 264, Altay, Eskiocak, s. 32, 104; Yargıtay, kararlarında aynı hususu

şu şekilde ifade etmektedir:

“… Davacının, önceki maliki tarafından üçüncü şahsın

borcunun teminatı olarak üzerinde ipotek tesis ettirdiği taşınmazı sonradan satın aldığı,

davalının da borçlu üçüncü şahıs aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip baş-

lattığı hususları dosya kapsamıyla sabittir. Davacı vekili, ipoteğin limit ipoteği olduğunu

ileri sürmüştür. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ipoteğin karz

ipoteği olduğu, davacının takibe konu tüm alacak ve fer’ilerini ödeyerek ipoteğin fekkini

isteyebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuş-

mazlık, ipoteğin niteliği yönünde toplanmaktadır. İpotek, borçlunun kişisel sorumluluğu

etkilenmeden, alacaklının bir isteminin, bir taşınmazın değeri ile teminat altına alınması-

dır. Azami meblağ ipoteği veya üst sınır ipoteği ise,ileride doğacak veya doğması ihtimal

dahilinde olan bir alacağın teminatı olarak tesis edilir. Belirsizlik söz konusu olduğundan

ileride meydana getireceği sorunları önlemek amacıyla taşınmazın belirsiz bu borca karşı

ne miktar teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda bir limitle tespit edilir. Dolayısıyla,

ilerde söz konusu olacak ana borç, buna eklenecek faiz ve taraflarca kararlaştırılan diğer

fer’iler toplamı başka bir ifadeyle ipotekle teminat altına alınan toplam borç miktarı, bu tür

ipotekte rıza ile tespit edilen limiti aşması mümkün değildir. Başlangıçta belirli olmayan

bir borç altına giren ve taşınmazında alacaklı lehine ipotek tesis ettirilen borçlu veya borç-

lu lehine ipotek tesis ettirecek üçüncü kişiler yönünden önemli olan bu husus, üst sınır

ipoteğinin en belirgin özelliğidir. Üst sınır ipoteğinde sorumluluk, ipotek sözleşmesinde

belirtilen miktarla sınırlı olduğundan, buraya faiz ve diğer fer’iler de dahildir. Üst sınırı

aşacak ve tespit edilen miktara ek olarak faiz vs. diğer giderlerden dolayı da sorumluluğu

gerektiren koşullar ise geçersizdir…”

Yargıtay 14. HD, E. 2004/8125, K. 2005/4761,

T. 9. 5. 2005; Altay, Eskiocak, s. 109; Aynı yönde karar için bkz. Yargıtay 12. HD,

E. 1985/2791, K. 1985/8915, T. 31. 10. 1985; Yargıtay 11. HD, E. 1992/1803, K.

1992/3697, T. 17. 3. 1992; Kazancı İçtihat Bankası.

117 Gürsoy, Eren, Cansel, s. 1029; Köprülü, Kaneti, s. 288; Erman, s. 168; Akipek, Akın-

türk, s. 760; Ayan, s. 137, 157; Karahacıoğlu, Doğrusöz, Altın, s. 155; Günel, s. 265;

“…M. K. ’nun 790/f. 1 maddesi hükmüne göre taşınmaz mal rehni alacaklıya anaparadan

başka takip masraflarını, geçmiş günler faizlerini, iflâsın açıldığı veya taşınmazın satılma-

sı talep edildiği zamanda vadeleri hülül etmiş bulunan üç senelik faizler ile son vadeden

itibaren cereyan eden faizleri de temin eder. Ancak anılan yasa hükmünün üst sınır ipo-

teğinde uygulanamayacağı, daha doğru bir deyişle ipotek sözleşmesinde gösterilen limitin

aşılmaması şartiyle uygulanabileceği hususunda öğretide sözbirliği vardır… Adı geçen

yazarlar rehnin kurulduğu anda tutarı kesinlikle belli olmayan ve ileride doğacağı zaman

tutarının ne olacağı bilinmeyen bir alacak için kurulan ipoteğin gerek anapara borcu ge-

rekse bu borcun faiz, takip giderleri vesair ferileri bakımından ancak ipotek sözleşmesinde

gösterilen ve M. K. ’nun 766. maddesi uyarınca üst sınır oluşturan meblağı aşmamak

şartıyla teminat teşkil ettiğini belirtmişlerdir. Yine bu yazarlara göre ileride tahakkuk eden

alacağın ve fer’ilerinin üst sınır ipoteğinde belirlenen limiti aşması halinde bu aşan kısım

ipotek teminatından değil adi bir alacak olarak asıl borçludan talep ve tahsil edilebilir…”

Yargıtay 11. HD, E. 1987/7882, K. 1988/1037, T. 23. 2. 1988; Altay, Eskiocak, s. 414-