

TBB Dergisi 2012 (102)
Yargıtay Kararları
399
esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev
Ve Yetkileri Hakkındaki Yönetmeliğin tanımlar başlıklı 3. maddesinin
(e) bendinde; iletişimin dinlenmesi ve kayda alınmasının, telekomüni-
kasyon yoluyla gerçekleştirilmekte olan konuşmalar ile diğer her türlü
iletişimin uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve kayda alınmasına yö-
nelik işlemleri, (f) bendinde ise, iletişimin tespitinin, iletişimin içeri-
ğine müdahale etmeden iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla
kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgileri-
nin tespit edilmesine yönelik işlemleri ifade ettiği belirtilmiştir.
5271 sayılı CYY’nın 135. maddesi anlamında iletişimin tespiti, din-
lenmesi ve kaydı alınması, bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve
kovuşturma sırasında iki kişi arasında gerçekleştirilen görüşmenin,
ancak bir üçüncü kişi tarafından uygun teknik araçlarla dinlenmesi ve
kayda alınması halinde mümkün olacaktır. Bu yöntemle elde edilen
kanıtların hukuka uygun kabul edilmeleri için de yasada öngörülen
usuller dairesinde bu işlemlerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Kendisine karşı suç işlendiği gerekçesiyle bir kişinin, bir başkasıy-
la yaptığı telefon görüşmeleri ile ortam konuşmalarını kayda alması
işleminin 5237 sayılı CYY’nın 135. maddesi kapsamında değerlendi-
rilmesi olanaklı değildir. Çünkü yapılan işlemin anılan madde kap-
samında değerlendirilmesi için maddede belirtilen işlemlerin bir suç
dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturma sırasında bir üçüncü
kişi tarafından yerine getirilmesi gereklidir.
Katılanın sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşme-
leri cep telefonuna kayıt ettiği sırada, sanıklar hakkında yetkili organ-
larca başlatılmış bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığından,
dolayısıyla 5271 sayılı CYY’nın 2. maddesinde tanımı yapılan şüpheli
veya sanık kavramlarının konuşmaların kayıt edildiği aşamada sanık-
lar yönünden söz konusu olmaması, 5271 sayılı CYY’nın 135. madde-
sinde düzenlenmiş olan iletişimin denetlenmesi tedbirinin yalnızca
şüpheli veya sanık sıfatına sahip kişiler hakkında uygulanmasının
mümkün bulunması karşısında da, katılan tarafından elde edilen ka-
yıtların 5271 sayılı CYY’nın 135. maddesi kapsamında değerlendiril-
mesi ve hakim kararı olmaksızın gerçekleştirildiklerinden bahisle hu-
kuka aykırı kabul edilmesi isabetli bir yaklaşım tarzı değildir.