Background Image
Previous Page  401 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 401 / 473 Next Page
Page Background

Yargıtay Kararları

400

Somut olay bu kapsamda değerlendirildiğinde; henüz yasaya

göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilerek soruşturmaya baş-

lanılmayan bir dönemde katılanın kendisinden rüşvet istedikleri ge-

rekçesiyle sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri

cep telefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların 5271 sayılı

CYY’nın 135. maddesi kapsamında değerlendirilmesi olanağı bulun-

mamaktadır.

Dolayısıyla, katılanın kendisinden rüşvet istedikleri gerekçesiy-

le sanıklar ile aynı ortamda ve telefonda yaptığı görüşmeleri cep te-

lefonuna kayıt etmek suretiyle elde ettiği kayıtların Yargıtay 5. Ceza

Dairesi tarafından 5237 sayılı CYY’nın 135. maddesi kapsamında de-

ğerlendirilmesi ve hakim kararı olmaksızın gerçekleştirildiklerinden

bahisle hukuka aykırı kabul edilmesi isabetli değildir.

Diğer taraftan, katılan tarafından elde edilmiş olan kayıtların 5237

sayılı TCY’nın Özel Hükümler başlıklı İkinci kitabının kişilere karşı

suçlar başlıklı ikinci kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenen özel

hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar kapsamında kabulü de ola-

naklı değildir. Zira katılan eylemi bir başkasının özel hayatına müda-

hale olmayıp, kendisine karşı işlendiğini düşündüğü suçla ilgili olarak

kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyerek, yet-

kili makamlara sunmak amacıyla güvence altına almaktır.

Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir

daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara

başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla

yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun

kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha

elde edilememesi söz konusudur.

Öğretide,

“Meşru müdafaa olarak değerlendirilebilecek, örneğin haka-

ret, tehdit veya şantaj suçlarına muhatap olan ve o an konuşmaları kayıt altı-

na alan mağdurun elde ettiği bu delil hukuka uygun sayılacaktır”

(Prof. Dr.

Ersan Şen, Türk Hukuku’nda Telefon Dinleme, Gizli Soruşturmacı, X

Muhbir, 2. Baskı, sf. 74),

“… ‘kayıt altına alma’ gerçekleşen bir haksız sal-

dırıya karşı, ‘kayıtları takip organlarına verme’ ise tekrarı muhakkak bir hak-

sız saldırıya karşı yapılmaktadır. Yani her ikisi de meşrudur. Netice olarak,

meşru savunma çerçevesinde hareket ettiğinden, üzerinde durulan sorunda