

TBB Dergisi 2013 (104)
Ezgi AYGÜN EŞİTLİ
235
müeyyidelendirdiği fiiller haksız fiildir. Diğer taraftan idarenin idari
ceza müeyyideleriyle müeyyidelendirdikleri fiiller ise idari suç kap-
samında değerlendirilmelidir
23
. İdari suçlar bakımından da Kanunilik
ilkesi geçerlidir. Zira 1982 Anayasasının 8’inci maddesi’nin “yürütme
yetkisi ve görevi Anayasa ve
kanunlara uygun olarak
kullanılır ve yerine
getirilir” hükmü gereği idari organlar yeni idari suç ve cezalar yara-
tamazlar. Bu, kanunilik ilkesinin yanı sıra bu ilkenin bir uzantısı olan
kuvvetler ayrımı ilkesinin de zorunlu sonucudur. Aynı kabul Anayasa
ve TCK’nun 2. maddesi gereği adli suç ve cezalar için de geçerlidir. Bu-
nun tek istisnası, açık ceza normlarıdır. İdare düzenleyici işlemleriyle
açık ceza normlarını
24
doldurabilir
25
. Bu halde düzenleyici işlem kanun
hükmünde kabul edilir
26
.
Yargıtay bir kararında; KHK hükmüyle getirilen düzenlemeyi
TCK’nun 2. maddesinde öngörülen kanunilik ilkesine uygun bulma-
yarak; Anayasa Mahkemesi’nin 03.01.2008 gün ve 2005/15 E., 2008/2
K. sayılı iptal kararı gerekçesinde kanunsuz suç ve ceza konulama-
yacağını, Kanun Hükmünde Kararname hükmüyle suç ve ceza ge-
tirilemeyeceğini açıkça vurguladığını belirtmiştir. Yargıtay, 5252
sayılı Kanun’un geçici birinci maddesi ile TCK’nun 2. maddesi ve
01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5. maddesi birlikte değerlendi-
rildiğinde; 556 sayılı KHK’nin suç tanımlayan hükümlerinin tümüy-
le zımni olarak ilga edildiğinin (örtülü olarak yürürlükten kaldırıl-
23
Hafızoğulları Z./Özen M.: Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2011, s.
182.
24
Bazı hallerde, asıl ceza normunu meydana getiren unsurlardan müeyyide kanun
hükmünde belirlenmiş olmakta, ama hüküm henüz belirlenmemiş olmaktadır. Bu
hallerde müeyyide hükmü şimdiki halde mevcuttur, ama davranış hükmü gele-
cekte mevcut olacaktır. Burada normu koyan otoriteden, normu dolduran otorite
farklıdır. (Hafızoğulları, Z.: Ceza Normu, Ankara 1996, s. 280 vd.) Ayrıca bkz.,
Zafer, s. 45.
25
Bkz. aynı yönde, Anayasa Mahkemesi’nin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 353.
maddesinde değişiklik yapılması hakkında red kararı; 2009/5 E., 2011/31 K.,
3.2.2011 T.
26
Doktrinde bazı yazarlar, bu şekildeki düzenlemelerle suçta kanunilik ilkesinin
dolanıldığını ve dolayısıyla Anayasa’nın 38. maddesi hükmünün ihlal edildiği-
ni ifade etmektedirler. (Bkz., Özgenç, İ: Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Ankara
2005, s. 72, Koca/Üzülmez, s. 48, Centel, N./Zafer, H./Çakmut, Ö.: Türk Ceza
Hukuku’na Giriş, İstanbul 2006, s. 62 vd). Ayrıca bkz. Anayasa’yı ihlal etmediğine
ilşkin; Gölcüklü, F.:
“İdari Ceza Hukuku”
ve anlamı, İdarenin Cezai Müeyyide Tat-
biki, SBFD, C. XVIII, S. 2, Ankara 1963, s. 123 vd.