

Parlamenter Sistem ve Türkiye Açısından Bir Değerlendirme
258
III. Parlamenter Sistemin Türkiye Uygulamasına Genel Bir Bakış
A. Parlamenter Sistemin Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi
Parlamenter sistemin ilk kez 1876 Anayasası ile Türk anayasa hu-
kukuna girdiği kabul edilebilirse de bu Anayasa’nın, parlamenter sis-
temin özelliklerini taşıyan hükümlerine karşın, tam bir parlamenter
sistem kurmayı amaçladığından söz etmek güçtür. Ancak 1909 yılında
yapılan değişikliklerden sonra hiç değilse teorik olarak parlamenter
monarşi için gerekli anayasal çerçevenin oluştuğu söylenebilir.
42
Kısa bir dönem yürürlükte kalan 1921 Anayasası ise yasama ve
yürütme yetkilerinin yasama organında toplandığı bir
“meclis hüküme-
ti”
sistemi öngörmüştür. Özellikle, bakanları belirleme ve değiştirme
yetkisinin meclise verilmesi ile devlet başkanlığı makamının bulunma-
ması, bu Anayasa’nın meclis hükümeti sistemini benimsediğini gös-
teren unsurlar olarak değerlendirilebilir. Ancak 1923 yılında yapılan
değişiklikle 1921 Anayasası meclis hükümeti sisteminden uzaklaşarak
parlamenter sisteme doğru kaymıştır.
43
1924 Anayasası ise hem meclis hükümeti hem de parlamenter sis-
temin özelliklerini taşıyan
“karma bir sistem”
benimsemiş ve bu sistem
kimi yazarlar tarafından
“kuvvetler birliği, görevler ayrılığı”
olarak nite-
lendirilmiştir.
1961 Anayasası önceki anayasalardan farklı olarak kuvvetler birliği
anlayışını tümüyle terk ederek kuvvetlerin yumuşak ayrılığına dayanan
İngiliz (Westminster) tipi bir parlamenter sistemi benimsemiş ve bu ter-
cih doğrultusunda cumhurbaşkanının yetkilerini ve sorumsuzluğunu da
parlamenter sisteme uygun olarak düzenlemiştir. Özellikle yürütmenin
iki başlılığı ve cumhurbaşkanın konumu açısından parlamenter sistemle
uyumlu olan bu Anayasa, fesih yetkisi açısından aynı özeni gösterme-
miş; Erdoğan’ın deyimiyle
“çekimser”
davranarak
44
bu yetkinin kullanı-
mını neredeyse gerçekleşmesi imkânsız sayılabilecek koşullara bağlamış
ve böylece yetkiyi işlevsizleştirmiştir. Nitekim 1973 seçimlerinden sonra
yaşanan hükümet krizlerine rağmen bu yetki işletilememiştir.
45
42
Mustafa Erdoğan,
Türkiye’de Anayasalar ve Siyaset,
5. Baskı, Ankara 2008, s. 36;
Hekimoğlu, s. 174.
43
Tunç – Bilir – Yavuz, s. 29; Yazıcı, s. 114.
44
Erdoğan (Siyaset), s. 117.
45
Yazıcı, s. 121; Turhan, s. 92.