

Tabiî Hâkim İlkesi ve Medenî Yargı
30
hususunu re’sen araştırabilmesi ve tarafın da davanın her aşamasında,
yetki itirazını ileri sürebilmesi (HMK m.19, I; m.115), yani, anılan yet-
ki kurallarının mahkemeye ilişkin dava şartları arasında yer almaları
(HMK m.114, I/ç); bugün için uyulmamalarının, mutlak temyiz nede-
ni oluşturması, bu kuralların, diğer yetki kurallarından farklılaşmala-
rına, görevdeki kadar sıkı olmasa bile, yargı erkinin işleyişine ilişkin
bir nitelik taşıdıklarına işaret etmektedir.
Buna karşılık, tabiî hâkim ilkesi ile genel yetki kuralı (HMK m.6)
ve kesin olmayan özel yetki kuralları arasında, doğrudan doğruya bir
bağ ya da bağlantı kurulamaz. Çünkü, sözü edilen yetki kurallarına
uyulup uyulmadığı hususunu, mahkeme re’sen gözetemez. Davalı ta-
raf da, davanın her aşamasında değil; ancak belirli bir usul kesitine
kadar yetki itirazında bulunabilir. Davalı, süresinde ve usulüne uygun
olarak yetki itirazında (yetki ilk itirazında), (HMK m. 116/a) bulun-
mazsa, davanın açıldığı yer mahkemesi, kanunen yetkisiz olsa bile, ar-
tık yetkili hale gelir (HMK m.19, IV). Öte yandan, kesin olmayan özel
yetki kurallarının varlığı halinde, taraflara, yetki sözleşmesi yapmak
suretiyle somut uyuşmazlık bağlamında, kanunen yetkili olmayan bir
yargı yerini yetkili hale getirme olanağının tanınmış olması ve aksine
bir düzenlemenin işlerlik kazanmaması kaydıyla, davanın sadece yet-
ki sözleşmesinde kararlaştırılmış olan yer mahkemesinde açılabilece-
ğinin, yani genel yetkili mahkeme ile varsa kanunen yetkili olan diğer
özel yetkili mahkemelerin yetkisinin ortadan kalkacağının, yasal kari-
ne olarak kabul edilmiş bulunması (HMK m.17, c.2), genel yetki kuralı
ile kesin olmayan özel yetki kurallarının, yargı erkinin işleyişiyle ve
dolayısıyla kamu düzeniyle herhangi bir bağ ve bağlantılarının olma-
dığını açıkça ortaya koyar ve sadece alelâde düzen hükümleri niteliği
taşıdığının somut göstergelerini teşkil eder.
IV - Hâkimin Yasaklılığı, Reddi ve Yargı Yeri Belirlenmesi
(Merciî Tâyini) Kurumlarının Tabiî Hâkim İlkesi Bağlamında
Değerlendirilmesi
Hâkimlerin tarafsızlığını sağlamada önemli bir araç işlevi gören
hâkimin davaya bakmaktan yasaklı olması ve hâkimin reddi kurumla-
rına ilişkin düzenlemelerin, usul kanunlarında yer alması (HMK m.34-
35; m.36-44), tabiî hâkim ilkesi ile çelişmez; aksine, bu ilkenin, etkin bir
biçimde işlerlik kazanmasını sağlayıcı bir etki doğurur. Tabiî hâkim