Background Image
Previous Page  30 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Süha TANRIVER

29

dan, yargı organlarının kendi iç düzenlemeleri aracılığıyla, görev bağ-

lamında yapacakları belirlemeler, zaman zaman, kanunlara özgü bir

nitelik olan genellik ve özellikle de objektiflikten uzaklaşabilecek, her

yıl değişim göstereceği için, tabiî hâkim ilkesinin,

“belirlemenin yargıla-

nacak olan uyuşmazlığın ortaya çıkmasından önce gerçekleştirilmiş olması”

koşulunun ihlâl edilmesine sebebiyet verecek ve bu suretle de, hukuk

devleti ilkesinin (AY m.2) somut uygulanma biçimlerinden birisini

oluşturan

“hukukî güvenlik ilkesi”

açısından da ciddî sakıncaların do-

ğumuna zemin hazırlayabilecektir. Ayrıca, anayasanın, mahkemelerin

görevine ilişkin belirlemeleri yapma yetkisini münhasıran kendisine

bahşetmiş olduğu yasama organının (AY m. 7), bu yetkisini, çerçeve-

sini çizerek dahi olsa, kanunla yargı organının kendisine bırakması,

kuvvetler ayrılığı ilkesinin ve dolayısıyla bizatihi anayasanın kendi-

sinin ihlâli anlamına gelir

57

. Bu durum gözetildiğinde, anayasal daya-

nağı olmayan bir yetki kullanıldığı için, Yargıtay’ın kendi tasarrufları

aracılığıyla, dairelerinin görev alanının tâyinine yönelik olarak yapa-

cağı belirlemeler, idare hukuku literatürü çerçevesinde bir niteleme

yapmak gerekirse,

“fonksiyon (işlev) gasbı”

olarak da değerlendirilebilir.

III - Mahkemelerin Yetkisine İlişkin Düzenlemelerin, Tabiî

Hâkim İlkesi Bağlamında Değerlendirilmesi

Tabiî hâkim ilkesinin, mahkemelerin yetkisi ile ilgili kurallarla,

görevdeki kadar sıkı bir bağ ya da bağlantı içerisinde bulunduğu söy-

lenemez. Yetki kuralları, esası itibariyle, görev gibi yargı erkinin iş-

leyişini, doğrudan doğruya etkileyen ve bu çerçevede belirleyici bir

işlev gören kurallar niteliği taşımamaktadır. Bu genel tespit dikkate

alındığında, ancak, olsa olsa, kesin nitelikteki özel yetki kurallarıyla

tabiî hâkim ilkesi arasında bir bağ kurulabilir. Kesin yetki kurallarının

işlerlik kazanması hâlinde, davanın sadece yetki kuralında belirtilen

yer mahkemesi dışında açılması olanağının bulunmaması, tarafların

bu alanda, sözleşme yapmak suretiyle tasarruf edememeleri (HMK

m.18, I), davanın her aşamasında, mahkemenin yetkili olup olmadığı

57

6110 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile Danıştay Kanunu’nun 27. maddesinde yapı-

lan değişiklikle, dava dairelerinin görevlerini belirleme yetkisi, Danıştay’ın kendi

tasarrufuna bırakılmıştır. Bu bağlamda, yukarıdaki metinde, Yargıtay bağlamın-

da yapılmış olan tartışma ve tespitler, Danıştay bakımından da aynen geçerliliğini

sürdürmektedir.