

TBB Dergisi 2013 (104)
Süha TANRIVER
27
II - Mahkemelerin Görevine İlişkin Düzenlemelerin Tabiî
Hâkim İlkesi Bağlamında Değerlendirilmesi
Tabiî hâkim ilkesiyle ilişkilendirilebilecek en temel hususlardan bi-
risini, mahkemelerin görevine ilişkin kurallar teşkil etmektedir. Görev
konusu, Devletin yargı erkinin doğrudan doğruya işleyişine ilişkindir
ve bu alana ilişkin kurallar, emredici bir nitelik taşır. Bu nedenle, kamu
düzenine ilişkindir (HMK m.1) ve taraflar, bu alanda, anlaşmak sure-
tiyle, tasarruf edemezler. Yine, görev kurallarına riayetsizlik halinde,
mahkeme, görevli olup olmadığı hususunu, davanın her aşamasında
re’sen gözetebileceği gibi; taraf da, davanın her aşamasında, görev iti-
razında bulunabilir (HMK m.115, I). Çünkü, görev, mahkemeye ilişkin
dava şartları arasında yer alır (HMK m.114, I/c); bugün için, mutlak
temyiz (bozma) sebeplerindendir ve usulî kazanılmış hak kurumu-
nun istisnalarından birisini teşkil eder. İşaret edilen tüm bu hususlar,
bir bütün olarak değerlendirildiğinde, mahkemelerin göreviyle, tabiî
hâkim ilkesi arasında, organik açıdan son derece sıkı ve katı bir bağ
ya da bağlantının bulunduğu söylenebilir. Hukuk yargısında, mahke-
melerin görevini tâyin hususunda öngörülmüş olan düzenlemelerin,
birkaç istisna dışında, geneli itibariyle tabiî hâkim ilkesine uygunluk
arzettiği ifade edilebilir.
551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hük-
münde Kararname’de, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korun-
ması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de, 555 sayılı Coğrafî
İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de
ve 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname’de, bu kararnamelerde öngörülmüş olan bütün davalara,
kurulacak olan ihtisas mahkemelerinde bakılacağı belirtilmiş ve bu-
gün için, bu davalar bakımından ihtisas mahkemesi olarak da, fikrî ve
sınaî haklar hukuk mahkemeleri belirlenmiştir. Anılan düzenlemeler,
yasama organının bir tasarrufu olan kanunla değil de; idarenin dü-
zenleyici idarî işlemleri arasında yer alan kanun hükmünde kararna-
meler aracılığı ile bir özel mahkeme kurulmasını, bir görevlendirme
yapılmasını öngördüğünden, hukuk devleti (Anayasa m.2) ve adil
yargılanma hakkının (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6; Anayasa
m. 36,I) bir alt öğesini teşkil eden tabiî hâkim ilkesine (Anayasa m.
37) aykırılık arzetmektedirler. Çünkü, tabiî hâkim ilkesinin öğelerin-