

Yargıtay Kararları
390
yetişkin suçlular hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından
aynı koşullara tabi kılınmıştır.
Başlangıçta yetişkin sanıklar yönünden şikâyete bağlı suçlarla sı-
nırlı olarak, hükmolunan bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli
para cezası için kabul edilen bu müessese, 5728 sayılı Yasanın 562.
maddesi ile 5271 sayılı Yasanın 231. maddesinin 5 ve 14. fıkraların-
da yapılan değişiklikle Anayasanın 174. maddesinde güvence altına
alınan İnkılâp Kanunlarında yer alan suçlar ayrık olmak üzere, iki yıl
veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin tüm suçları
kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
5560, 5728, 5739 ve 6008 sayılı Yasalar ile 5271 sayılı CYY’nın 231.
maddesinde gerçekleştirilen değişiklikler göz önüne alındığında hük-
mün açıklanmasının geri bırakılması kararının koşullarını şu şekilde
belirlemek mümkündür:
1) Suça ilişkin koşullar;
a- Yapılan yargılama sonucu hükmolunan cezanın iki yıl veya
daha az süreli hapis veya adli para cezası olması,
b- Suçun, Anayasanın 174. maddesinde güvence altına alınan
İnkılâp Yasalarında yer alan suçlardan bulunmaması
2) Sanığa ilişkin koşullar;
a- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması,
b- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın,
aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesi,
c- Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum
ve davranışları göz önünde bulundurularak, sanığın yeniden suç işle-
meyeceği hususunda kanaate ulaşılması,
d- Sanığın açıkça bu kurumun uygulanmasını kabul etmeme yö-
nünde irade beyan etmemesi gerekmektedir.
Tüm bu koşulların bulunması halinde, mahkemece hükmün açık-
lanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecek ve sanık beş yıl sü-
reyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;