Background Image
Previous Page  40 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 40 / 441 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (104)

Ozan ERGÜL

39

Öncelikle yargının sınırlılığı bir ortak hukuk (common law) ku-

rumudur. Yargısal aktivizm ise, anayasal siyaset ekseninde Amerikan

hukukunda görece yeni ortaya çıkmış, son derece tartışmalı ve hala

da ne anlama geldiği konusunda net bir doktrin geliştirilememiş bir

terimdir. Aslında, yargısal aktivizm, doğası gereği ne olduğu ortaya

konamayacak bir terimdir. Özellikle, Amerikan Anayasa Hukuku’nda

sıklıkla kullanılan bu kavramları ele alan kitaplar yanında, söz konusu

terimlerin ya da daha doğrusu bu terimlerin kullanılma biçimlerinin

eleştirildiği çalışmalar da dikkat çekmektedir. Bu nedenle, öncelikle

bu terimlerin ne anlama geldiğine ilişkin açıklamalar yapmakta yarar

bulunmaktadır.

Bu iki terim de yargısal davranışları açıklamakta başvurulan te-

rimlerdir. Bununla birlikte, kullanılma biçimleri hakim siyasal atmos-

fere göre değişmektedir.

5

Dolayısıyla, bu iki terim, belli bir mahkeme

kararını yorumlayan kişinin (siyasal) görüşüne göre şekil verebildiği

bir oyun hamuruna benzetilebilir. Amerikan hukukunda

“aktivist mah-

keme”

(activist court) tabiri genel olarak, yerleşik hukuk ilkelerinden

ayrılan ya da onları değiştiren, diğer bir deyişle

“kürsüden yasa ya-

pan”

mahkeme için kullanılmaktadır. Buna karşılık,

“sınırlı mahkeme”

(restraint court) tabiri, emsal kararlara (precedent) uyan, sosyal siya-

sa üretimi işine girişmeyen mahkeme için kullanılmaktadır.

6

Bu genel

tanımlamanın bir sonucu olarak, çok da doğru olmayan bir biçimde,

muhafazakar mahkemeler sınırlı (restraint), liberal mahkemeler ise ak-

tivist (activist) olarak değerlendirilmişlerdir. Bugün, Amerikan anaya-

sal siyasetinde sağda aktivist (activist on the right) mahkeme tabirinin

sıklıkla kullanılması,

“muhafazakâr-sınırlı”

ve

“liberal-aktivist”

eşleş-

mesinin her zaman isabetli olmayabileceğini, ya da en azından böyle

bir eşleşme zorunluluğunun bulunmadığını anlatmaktadır. Gerçek-

ten de, muhafazakar eğilimli Baş Yargıç Rehnquist döneminin mah-

5

Banks, Christopher ve O’Brien, David, Courts and Judicial Policymaking, Pear-

son Prenctice Hall, (2008), s. 328. Ayrıca, konuya ilişkin eserinde Kermit Roose-

velt, bir yargısal aktivizm teorisi geliştirmeye çalışmadığını, çünkü uygulamada

“aktivist”

in,

“kişilerin katılmadıkları kararları ifade etmek için kullandıkları retorik yük-

lü”

bir terim haline geldiğini ifade etmektedir. Bkz. Roosevelt, Kermit, The Myth

of Judicial Activism: Making Sense of Supreme Court Decisions, Yale University

Press, (2006), s. 3.

6

Banks ve O’Brien, (2008), s. 328.