Background Image
Previous Page  396 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 396 / 505 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (105)

Erkan ŞENSES

395

bilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek veya sövmek

suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmak hakaret

suçunu oluşturacaktır.

Karşılıklı hakaret ise Türk Ceza Kanunu m. 129/3 hükmünde ta-

nımlanmıştır. Buna göre, hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi

halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkın-

da verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten

de vazgeçilebilir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, tarafların karşılıklı

olarak, Türk Ceza Kanunu m. 125 anlamında hakaret suçunu işleme-

leri gerekir. Hakaretler arasında nedensellik bağlantısının mevcut ol-

ması gerekir. Bunun dışında, ilk hakaret fiilinin hukuka aykırı olması

gerekir. İlk hakaret fiilinin hukuka aykırılığını ortadan kaldıran bir ne-

den bulunduğunda, ikinci hakaret fiili karşılık hakaret sayılmaz

36

. Ör-

neğin bir politikacının uygulamalarını değerlendirdiği köşe yazısında,

politikacı hakkında hakaret sayılabilecek sözler kullanan gazeteciye

politikacının hakaret etmesi sonucu taraflar hakkında açılan kamu da-

vasında, gazeteci hakkında

‘eleştiri hakkı, ifade özgürlüğü’

37

kapsamında

beraat kararı verilmesi sonucu, politikacının hakareti Türk Ceza Kanu-

nu m. 129/3 korumasından faydalanamayacak ve politikacı hakkında

ceza tayinine gidilebilecektir.

Hakaretlerin aynı anda gerçekleşmiş olması zorunlu değildir. Ka-

nun da bu konuda herhangi bir zaman aralığı koymamıştır. Kişinin hu-

zurunda işlenen hakaret suçuna derhal karşılık verilmesi durumunda,

Türk Ceza Kanunu m. 129/3 hükmü uygulanacaktır. Ancak, huzurda

olmayan hakaret suçlarında karşılıklılık halinin gerçekleşebilmesi için,

karşı hakaretin, hakaret öğrenildiği anda yapılmış olması gerekir

38

.

36

Nur, Centel/Hamide, Zafer/Özlem, Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar, Cilt 1, İstanbul

2007, s. 247, Veli Özer, Özbek/M. Nihat, Kanbur/Koray, Doğan/Pınar, Bacaksız/

İlker, Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2010, s. 525.

37

“İfade özgürlüğü, toplumun ilerlemesi ve her insanın gelişmesi için esaslı koşullardan

biri olan demokratik toplumun ana temellerinden birini oluşturur. İfade özgürlüğü, 10.

maddenin sınırları içinde, sadece lehte olduğu kabul edilen veya zararsız veya ilgilenmeye

değmez görülen ‘haber’ ve ‘düşünceler’ için değil, ama ayrıca Devletin veya nüfusun bir

bölümünün aleyhinde olan, onlara çarpıcı gelen, onları rahatsız eden haber ve düşünceler

için de uygulanır. Bunlar, çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir; bun-

lar olmaksızın demokratik toplum olmaz. Bu demektir ki, başka şeyler bir yana, bu alanda

getirilen her ‘formalite’, ‘koşul’, ‘yasak’ ve ‘ceza’, izlenen meşru amaçla orantılı olmalıdır”,

Handyside/Birleşik Krallık, AİHM Kararı, T. 07.12.1976, Başvuru No: 5493/72,

http://ihami.anadolu.edu.tr/aihmgoster.asp?id=25,

(Erişim Tarihi:24.11.2010).

38

Centel/Zafer/Çakmut, 2007, s. 247, huzurda olmayan kişiler açısından hakaretin