Background Image
Previous Page  285 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 285 / 473 Next Page
Page Background

Ceza Hukukunda Çocuğun Rıza Açıklama Ehliyeti

284

Hasta Hakları Yönetmeliği’ nin 24. maddesi uyarınca; kanuni

temsilci tarafından muvafakat verilmeyen hallerde, müdahalede bu-

lunmak tıbben gerekli ise, velayet ve vesayet altındaki hastaya tıbbi

müdahalede bulunulabilmesi mahkeme kararına bağlıdır. Kanuni

temsilciden veya mahkemeden izin alınması zaman gerektirecek ve

hastaya derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati or-

ganlarından birisi tehdit altına girecek ise, izin şartı aranmaz. Hayatı

veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil haller haricinde, rıza-

nın her zaman geri alınması mümkündür. Rızanın geri alınması, hasta-

nın tedaviyi reddetmesi anlamına gelir. Rızanın müdahale başladıktan

sonra geri alınması, ancak tıbbi yönden sakınca bulunmaması şartına

bağlıdır.

Her ne kadar 1219 sayılı Kanun’ un 70. ve Hasta Hakları Yönetme-

liği’ nin 24. maddesi; “hasta küçükse hekim velinin rızasını alır” de-

mekteyse de MK’ nın 16. maddesi, “ayırt etme gücüne sahip küçükler

ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle

borç altına giremezler. Karşılıksız kazanmada ve kişiye sıkı sıkıya bağ-

lı hakları kullanmada bu rıza gerekli değildir” demek suretiyle, temyiz

gücüne sahip küçüklerin bedenleri üzerindeki müdahalelerde kanuni

temsilcinin rızasının gerekli olmadığını belirtmektedir. Zira kişinin be-

deni üzerindeki hakları şahsına sıkı sıkıya bağlı olan haklarındandır.

Şu halde iki ayrı kanunda yer alan birbiriyle çelişik iki ayrı hüküm

söz konusudur. Ancak 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tar-

zı İcrasına Dair Kanun 1928 tarihlidir ve bu sebeple 2001 tarihli Medeni

Kanun “sonraki tarihli kanun” olarak öncelikle uygulanma kabiliyeti-

ne sahiptir. Her ne kadar önceki tarihli özel kanunun sonraki tarihli

genel kanunun genel bir hüküm ihtiva eden maddesine göre öncelikle

uygulanması gerektiğini savunanlarca bu yaklaşıma; MK’ nın genel

nitelikte, 1219 sayılı Kanunun ise özel nitelikte kanun olduğu, bu se-

beple 1219 sayılı Kanunun öncelikle uygulanması gerektiği yönünde

bir eleştiri getirilebilirse de Biyotıp Sözleşmesi, 6.2. maddesinde; “ya-

sal olarak bir müdahaleye muvafakat verme yeteneği bulunmayan bir

küçüğe, sadece temsilcisinin veya kanun tarafından belirlenen yetkili

makam, kişi veya kurumun izni ile müdahalede bulunulabilir. Küçü-

ğün fikri; yaşı ve olgunluk derecesiyle orantılı bir şekilde artan belir-

leyici bir etken olarak dikkate alınmalıdır” diyerek, küçüğün de tıpkı