Background Image
Previous Page  263 / 505 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 263 / 505 Next Page
Page Background

Kumar ve Bahis Borcu Hakkında De Lege Ferenda Düşünceler

262

manevî yaptırımlarla düzenlemektedir. Doktrinde, gerek kamu huku-

kunu, gerek özel hukuku kapsayacak şekilde, kumarın

ratio legis

açık-

laması kalem kalem sıralanmıştır: ahlâk beklentisi, sosyal ve ekonomik

ahlâk bozulmasını (

démoralisation

) engellemek, üçüncü kişilerin ekono-

mik menfaatlerini koruma (satın alma olmaksızın kazanç elde etmenin

engellenmesi), kamu düzeni ve devletin vergi beklentisi

70

. Doktrinde

ilgili toplumun ahlâk anlayışını tespit etmenin ve bu çerçeve kavramın

içini doldurmanın çok güç olduğu; çünkü genel geçer ahlâk kuralla-

rından söz edilemeyeceği; bunların zamana ve topluma bağlı olarak

değiştiği ileri sürülmüştür

71

. Gerçekten, Türk Borçlar Kanunu’nun

27’inci maddesinde anılan ahlâka aykırılık, hem emredici nitelikte

yazılı olan hem de yazılı olmayan ahlâk kurallarına aykırılıktır (EBK.

m. 19, 20). Yazılı olmayan genel ahlâk kuralarını teşhis etme zorlu-

ğu, kıta Avrupası’nda terkedilmeye başlanan Hristiyan ahlâkıyla veya

Durkheim’ın faşist eğilimlerle lekelenen toplumsal bilinç kavramıyla

giderilemez. En somut ve pozitif ölçü, anayasal ilkeler yanı sıra, doğal

hukuku tamamlayan evrensel etik asgari ahlâklılık ilkeleridir

72

. Öy-

leyse, kumar, öncelikle anayasa ve ceza hukukları kapsamında, ayrıca

doğal hukuku sarmalayan evrensel etik değerler çerçevesinde değer-

lendirilmeli; bu noktada, tabii borç kavramının Roma Hukuku’ndaki

tarihi temelleri incelenmeli; “kumar borcu namus borcu” deyiminin

gerçek manası ortaya konulmalı ve mehaz kanundaki eksik borç dü-

zenlemesinin İsviçre’ye özel gerekçeleri araştırılmalıdır.

Anayasa’da, “devletin gençleri alkol, kumar ve benzeri kötü alış-

kanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alacağı”

hükme bağlanmıştır (AY. m. 58/2). Hiyerarşik açıdan en üst düzeyde

yer alan söz konusu Anayasa hükmü sayesinde, kanun koyucunun,

kumarı, kötü alışkanlık ve cehalet olarak vasıflandırdığı görülür. Buna

paralel olarak, ceza hukukunda kumarhaneler, kara para aklamanın

merkezi olarak tanımlanmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda bulunan

kumar oynanması için yer ve imkân sağlama suçu bu tanımlamaya işa-

ret etmektedir (TCK. m. 228). Kredi açılması, vade uzatımı, kiralık kasa

hizmeti, çeklerin ciro edilmesi gibi birçok finansal işlemin gerçekleşti-

rilmesine olanak sağlayan kumarhaneler, çok büyük miktarlarda nakit

70

Mouquin

, s. 43-99.

71

Atamer

, s. 153.

72

Hatemi/Gökyayla

, s. 73, 74.