Background Image
Previous Page  255 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 255 / 485 Next Page
Page Background

Eşin Rızası

254

münde

“Türk Borçlar Kanunu’nda Eşin Rızasının Arandığı Haller”

, üçün-

cü ve son bölümünde ise

“Nüfus Planlaması Hakkında Kanun’da Eşin Rı-

zasının Arandığı Haller”

incelenecektir.

I. TÜRK MEDENİ KANUNU’NDA

EŞİN RIZASININ ARANDIĞI HALLER

Türk Medeni Kanunu’nda eşin rızasının arandığı tüm haller, Aile

Hukuku Kitabı’nda düzenlenmiştir. Nitekim 4721 sayılı TMK’nun

en önemli değişiklikleri yaptığı ve tabir yerindeyse yaklaşım de-

ğiştirdiği kısım da aile hukukuna ilişkindir. Zaten Kanun’un Genel

Gerekçesi’nde de bu durum, eşler arsında cinsiyet farkı gözetilmeksi-

zin, tam bir eşitlik sağlama amacıyla hareket edildiği şeklinde, birden

fazla kez ifade olunmuştur. Bu amaç doğrultusunda evin reisinin koca

olduğuna dair hüküm kaldırılmış, kadının çalışması kocanın iznine

tabi olmaktan çıkarılmış, kocanın yerleşim yerinin karının da yerleşim

yeri olduğu kuralından vazgeçilmiş ve velayette de kocaya tanınan üs-

tün oy geri alınmıştır.

Evlilik birliği içindeki cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik

adımlardan, bu çalışmanın kapsamı açısından en önem taşıyanı ise,

TMK’nun 193. maddesinde yer verilen

“Kanunda aksine hüküm bulun-

madıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi

yapabilir.”

hükmüdür. Bu düzenlemeyle yürürlükten kalkan Medeni

Kanun’un 169. maddesinde yer alan ve evli kadının gerek kocasıyla

gerekse kocası yararına üçüncü kişilerle yapacağı işlemleri sulh hu-

kuk mahkemesinin iznine tabi tutan kuraldan dönülmüştür. Getirilen

değişikliğin bir diğer yansıması, evli kadını sınırlı ehliyetli kişiler gru-

bundan çıkartması olmuştur.

TMK’nun benimsediği evlilik içi cinsiyet eşitliği prensibinin, eş-

lerin birlikte karar vermesi gereken pek çok yeni konu yaratması da

olağan sonuçlardandır. Bu kapsamda eşler oturacakları konutu birlik-

te seçerler, birliği birlikte yönetir ve her biri birliği temsil edebilirler,

velayeti birlikte kullanır ve eşler ancak birlikte evlat edinebilirler. An-

cak eşlerin birlikte karar vermesi ya da iradelerinin uyuşması gereken

bu hallerden hiçbiri eşin rızası kapsamında değerlendirilemez. Anılan

durumlarda amaç, eşlerin birlikte ortak bir irade oluşturmalarıyken;

eşin rızasının arandığı hallerde hukuki işlemin geçerliliği diğer eşin