Background Image
Previous Page  260 / 485 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 260 / 485 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2013 (109)

Emel BADUR

259

Eşlerin benimsemiş oldukları (yasal ya da iradi) mal rejiminin, aile

konutuyla ilgili işlemlerde eşin rızasının aranıp aranmaması üzerinde

bir etkisi yoktur. Aile konutuyla ilgili işlemlerde, eşin rızasına ilişkin

sınırlamaların baştan beri en tartışmaya açık kısmı, sınırlamanın hu-

kuki niteliği konusunda olmuştur. Sınırlamanın fiil ehliyetine mi yok-

sa tasarruf ehliyetine mi yönelik olduğu tartışılırken, TMK’nun 193.

maddesinin kanundan doğan bir istisnası olduğu da ileri sürülmüştür.

Tartışmalardaki ilk görüş, aile konutuyla ilgili getirilen sınırlama-

ların fiil ehliyeti sınırlaması olduğu yönündedir. Bu görüşü benimse-

yenler, eşlerin fiil ehliyetine yönelik bir sınırlama getirilmiş olmasını,

Medeni Kanun’un sistematik yapısına uygun bulurlar.

14

Zira TMK’nun

193. maddesinde, eşlerin fiil ehliyeti genel kural olarak düzenlenmişse

de yasa koyucu maddeye

“Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça”

ifade-

siyle başlayarak, bunun istisnaları olduğunu peşinen kabul etmiştir.

İkinci görüşe göre, aile konutuyla ilgili sınırlama, sadece işlemi

yapan eşin tasarruf yetkisini sınırlandırmaktadır.

15

Bu görüşün benim-

senmesi sonucunda, aile konutunun mülkiyetine sahip olan eş, ayni

hakka ilişkin olarak taahhüt işlemlerini yapabileceği halde, tasarrufta

bulunamayacaktır. Aslında bu durumun sonuçları da ağır olur. Çün-

kü tasarruf basamağını gerçekleştiremeyen eş, tazminat yükümlüsü

olacak ve bunu da eşi üzerinde rıza göstermesi için bir baskı unsuru

olarak kullanacaktır. Diğer ihtimalde eşin rızası alınmaksızın yapılan

tescil yolsuz olacaktır. Ayrıca kişi tasarruf yetkisine sahip değilse, bu

yetki sonradan verilen rızayla tamamlandığında işlem geçerlilik ka-

zanmayacaktır.

16

Üçüncü görüşe göre ise, aile konutu işlemleri açısından aranan

eşin rızası, işlemin geçerliliğini, işlemden etkilenecek üçüncü kişinin

onayına bağlayan kurallardandır. Bu nedenle fiil veya tasarruf yetkisi

sınırlaması olarak değerlendirilebilmesi mümkün görülmemektedir.

zasının Arandığı Haller başlığı altında TMK’da düzenlenen hükümler de dikkate

alınarak yapılacaktır.

14

Öztan, B., s. 205.

15

Bu görüş sahipleri, aile konutu şerhini de tasarruf yetkisini sınırlandıran şerhler

kapsamında ele almaktadırlar. Dural, M - Öğüz, T - Gümüş, A., s. 211; Oğuzman,

K.- Seliçi, Ö.: Eşya Hukuku, İstanbul 2002, s. 177; Gümüş, M. A.: Türk Medeni

Kanunu’nun Getirdiği Yeni Şerhler, B. 2, İstanbul 2007, s. 36.

16

Öztan, B., s. 205.