

TBB Dergisi 2013 (109)
Korkut KANADOĞLU
377
Çoğunlukla din özgürlüğünün sınırlandırılmasıyla korunan, ço-
ğulcu bir toplumda sosyal ve sorumlu vatandaşlar yetiştirme ve top-
lumsal bütünleşmeyi destekleyici, paralel toplumlar oluşmasını engel-
leyici değerler, yine Anayasa düzleminde güvence altına alınmıştır.
Devlet, bireyi ve dini toplulukları, diğer inanç gruplarının müdahale-
lerine karşı da korumalıdır.
102
Sonuç olarak, devlet ve din arasındaki ilişkiler bakımından so-
run, toplumun dinin etkisinden kurtarılması ve dinin bireyselleşmesi
çerçevesinde çözümlenebilir.
103
Cumhuriyetçi laik projenin ayrıcalıklı
uygulamasını, çocuğu vatandaşlığa ve ulusa dahil etme imkanı veren
kamusal, laik (dinle ayrılmış) okul oluşturur.
104
VI. Kurumsal Yapı
İnanç özgürlüğünün kurumsal yapısı, geleneksel bir Cumhuriyet
kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı’na (DİB) dayandırılabilir. Ku-
rumsal olarak değerlendirildiğinde DİB, eski Şeyhülislam kurumunun
bugünkü muadilidir.
105
Diyanet, başbakanlığa bağlı olmakla birlikte,
çeşitli dini meseleler konusundaki görüşlerini bildirirken bağımsız ha-
reket etmesi beklenmektedir.
1945’e kadar Kemalist laiklik anlayışını kitlelere götürücü bir
tramplen görevini yerine getiren DİB, 1980’lerden sonra bir din ya-
yıcısı kurum haline gelmiştir.
106
Siyaseti laikleştirmek isteyen kurucu
nudaki son kararı için bkz. BVerwGE 6 C 25. 12, Nr. 63/2013, 11.09.2013.
102
Bu nedenle din özgürlüğünün sınırlamaları, eksik olan yasa kaydına rağmen dü-
şünce özgürlüğüne getirilen sınırlamalara göre biraz daha az sıkıdır, bkz. Schul-
ze-Felitz H. , “Meinungs- und Religionsfreiheit im verfassungsrechtlichen Vergle-
ich”, JÖR N.F. 59, s.
103
Anayasa Mahkemesi de Huzur Partisi kararında laikliği, “düşüncenin ve vicdanın
baskıdan kurtulması, özgürleşmesi ve demokratlaşması” olarak tanımlamıştır, (E.
1983/2, K. 1983/2, Kt. 25.10.1983).
104
Bockel A. , “Laiklik ve Anayasa”, Laiklik ve Demokrasi (der. İ. Ö. Kaboğlu), İmge
Kitabevi, Ankara 2001, s. 51.
105
DİB, hem İslam dininin doğasından türeyen bir zorunluluk (Anayasa
Mahkemesi’nin içtihadı da bu yöndedir.), hem de bu coğrafyanın birkaç bin yıllık
siyasal geleneğinin bir sonucu olarak görülebilir, bkz. Vural H. S. , Türkiye’de Din
Özgürlüğüne İlişkin Anayasal Güvence, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2013, s. 33.
106
Ancak daha öncesinde, 1965 tarihli 633 sayılı DİB Kanunu ile Kuruma “ahlak esas-
larıyla ilgili işleri yürütmek” gibi içeriği hukuken belirlenemeyecek bir işlev yük-
lemek, devletin bir dini ideoloji olarak benimsemiş olduğu anlamına gelmekteydi,
Tarhanlı İ. B. , Müslüman Toplum, “laik” Devlet, Afa Yayınları, İstanbul 1993, s.