

Türk Hukukunda Düzenleme Yetkisinin Tarihsel Gelişimi ve Niteliği
220
miştir. İşte
devletin kural koyma yetkisi
1
de bu tartışmalara ilişkin önemli
bir alanı ihtiva etmektedir. Özellikle kuvvetler ayrılığı ilkesinin kabul
edilmesi ile birlikte yasama ve yürütme organlarına verilen yetkilerin
niteliğinin belirsizliği, bu yetkilerin kapsamı ve sınırları konusunda
da sürekli tartışmalar yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Doğaldır ki,
yetkilerle donatılan her bir organ, faaliyet alanını olabildiğince geniş-
letmek eğiliminde olmuş ve olmaya devam edecektir.
Genel anlamda bir değerlendirme yapıldığında, yasama organı-
nın, toplumu doğrudan ilgilendiren konularda başlı başına söz sahibi
olabilmesini sağlayan genel düzenleme yapma yetkisini diğer organ-
larla paylaşmama; buna karşılık yürütme organının ise, bahse konu
yetkiyi olabildiğince kullanma sahası bulabilme çabasında olduğu
görülmektedir. Bu noktada asıl sorun, yürütmenin, anayasaya uygun
biçimde kullanılabilen bir yetki şeklinde ortaya çıkmasıyla birlikte ya-
samaya bağımlılıktan kurtulup, onun düzeyine kavuşup kavuşmadığı
meselesidir
2
.
Çalışmamızın temelini teşkil eden ve yürütmenin bir kolu olan
idarenin düzenleme yetkisi ise, idari yapılanmanın içinde kendine
yer bulan bir kurum ya da makamın, bireylerin hukuksal durumları
üzerinde genel ve soyut normlar ihdas edebilme yetkisidir. Bu nokta-
da yürütme organı tarafından meydana getirilen düzenlemeler, genel
olarak
idarenin düzenleyici işlemleri
3
başlığı altında hukuk dünyasında
yerini almaktadır
4
. İdarenin düzenleyici işlemleri esas itibari ile tüzük-
ler ve yönetmeliklerdir. Ancak pratikte, tüzük ve yönetmeliklere ek
1
İl Han Özay, Günışığında Yönetim, Filiz Kitabevi, İstanbul, Ekim 2004, s.426:
“Sözlük anlamı ile ‘düzenli hale koymak, düzen vermek, tanzim ve tertip etmek’
olarak tanımlanan ‘düzenleme’, kamu hukukunda ‘kural koyma’ ile eş anlamlıdır.
Yine sözlüklerde ‘bir işlemin doğru bir sonuç vermesi için tutulacak veya bir oluş-
ta tutulacak belli yol’ şeklinde anlatılan ‘kural’, hukukta sürekli, soyut ve nesnel,
genel durumları belirleyen norm olarak karşımıza çıkar.’’
2
Bülen Tanör, Necmi Yüzbaşıoğlu, 1982 Anayasasına Göre Türk Anayasa Hukuku,
Beta Yayınevi, İstanbul, Ekim 2005, s.352. 11. Bası, İstanbul,
3
Erdoğan Teziç, Anayasa Hukuku, Beta Yayınevi, Ekim 2006, s.63 vd.
4
Bülent Kent, “Türk ve Alman Hukukunda Genel Düzenleyici İşlemler’’, İ
stanbul
Ü
niversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası
, C.LXIX, S.1-2, 2011, s.485-504, s.488: “Türk
hukuk doktrininde yürütmenin ve idarenin düzenleme yetkileri genellikle birlikte
ele alınmıştır. Bunda idarenin Anayasada yürütme içinde düzenlenmiş olmasının
katkısı büyüktür.’’