Background Image
Previous Page  227 / 441 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 227 / 441 Next Page
Page Background

Türk Hukukunda Düzenleme Yetkisinin Tarihsel Gelişimi ve Niteliği

226

B. Düzenleme Yetkisinin Kökleşmesi

1. 1924 Anayasası

Türk hukukunda düzenleme yetkisinin unsurları ile birlikte orta-

ya çıkması sürecinin 1924 Anayasası ile başladığını kabul etmek yanlış

olmayacaktır.

1924 Anayasası’nda belirlenen sistemin, 1921 Anayasası’nda dü-

zenlenen kuvvetler birliği sistemi ile parlamenter sistemin

harmanlan-

dığı

bir

yarı-parlamentarizm

olduğunu söylemek mümkündür

19

. Cum-

huriyet tarihimizin ilk anayasası olma özelliğini taşıyan bu anayasa,

yürütme organının düzenleme yetkisini açıkça öngörmekle birlikte

kimi hükümleri ile bazı belirsizlikleri de bünyesinde barındırmakta-

dır. 1924 Anayasası öngördüğü sistem uyarınca, bir yandan kuvvet-

ler birliği ilkesine -bir ölçüde- bağlı kalmakta, diğer yandan ise, 1921

Anayasası’na göre daha bağımsız bir yürütmenin oluşumuna olanak

vermektedir

20

.

1924 Anayasası’nın hükümleri incelendiğinde, Anayasa’nın 52.

maddesi haricinde doğrudan düzenleme yetkisinin konusunu teşkil

edebilecek bir hükmün bulunmadığı görülmektedir. Söz konusu hü-

küm uyarınca,

“Bakanlar Kurulu, kanunların uygulanışını

göstermek

yahut kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere içinde yeni hükümler

bulunmamak ve Danıştay’ın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzük

çıkarır

21

.’’

Madde metni, pratikte bazı sorunları da beraberinde getirmekte-

dir. Öncelikli sorun, anılan maddenin üçüncü fıkrasına ilişkindir. Fık-

ra, tüzüklerin kanuna aykırılığı iddialarının TBMM tarafından çözüme

19

Aynı yönde görüş için bkz. Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Ya-

yınları, Gözden Geçirilmiş 12. Baskı, Ankara, 2011, s.31; Mümtaz Soysal, Anaya-

saya Giriş, Ankara, Sevinç Matbaası, 1968, s.130-131’de 1924 Anayasasının kabul

ettiği sistemin parlamentarizm olduğunu savunmaktadır. Soysal, bu görüşüne,

Cumhurbaşkanının durumunun parlamenter sistemlerdeki devlet başkanlarının

durumundan pek farklı olmadığını, bununla birlikte yürütme organı içindeki so-

rumlu kısmın(bakanlar kurulunun) meydana gelişi ile sistemde aldığı pozisyonu

dayanak yapmaktadır.

20

Öztürk

,

İdarenin Düzenleme Yetkisinin Kapsamı, s.61.

21

“Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’’nun dili, 10.01.1945 tarihli ve 4695 sayılı

“Anayasa’’

ile

sadeleştirilmiştir. Ancak 24.12.1952 tarihli ve 5997 sayılı Kanunla “Teşkilat-ı Esa-

siye Kanunu’’ tekrar yürürlüğe konmuştur. Alıntılanan madde metni, 10.01.1945

tarihli ve 4695 sayılı “Anayasa’’da yer alan metindir.