

Duruşma Esnasında Ayağa Kalkma Meselesi
400
varan ikazlar yaptığı görülmüştür. Bu durumda, avukatlar genellikle
ikaza uyarak ayağa kalkmakta; kimi avukatlar ise haklı gerekçelerini
sunarak kalkmamakta direnmektedir. Böylesi bir direnme karşısında
mahkemelerin tutumu ise:
• Ya avukatın bu davranışını rencide edici şekilde eleştirmekle ye-
tinmek;
• Ya bu husus duruşma zaptına geçirilerek avukatın bir dahaki du-
ruşmada aynı tavrı göstermemesi hususunda uyarılması;
• Ya da durum, duruşma tutanağına yazılarak avukat hakkında iş-
lem yapılması (örneğin mahkemeye saygısızlık gerekçesiyle) için
Baro ve ilgili kurumlara iletilmesi şeklinde olabilmektedir.
Bu hususta karşılıklı diretmeler, yargılamanın gergin bir ortamda
yapılmasına ve hâkimin öfkelenip kararındaki objektifliğini yitirmesi-
ne yol açabilmektedir.
Binaenaleyh, duruşma esnasında hangi durumlarda ayağa kalkıl-
ması gerektiğini (özellikle Avukatlar yönünden), Ceza ve Hukuk Yar-
gılaması bağlamında ayrı ayrı irdelenmeye çalışacağız.
1. CEZA YARGILAMASI AÇISINDAN
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki düzenlemelere ba-
kacak olursak; duruşma sırasında kimlerin hangi durumlarda ayağa
kalkacaklarını düzenleyen maddeler 55. ve 231. maddelerdir.
5271 sayılı CMK’nın 55. maddesinde (2. fıkra) “
Yemin edilirken her-
kes ayağa kalkar
” denilmektedir. “Yemin” sırasında mahkeme içerisin-
de bulunan hiç kimseye istisna tanınmadan, herkesin ayağa kalkacağı
düzenlenmiştir.
CMK’nın 231. maddesinde, “
Hüküm fıkrası herkes tarafından ayakta
dinlenir
” denilerek hükmün okunması/açıklanması esnasında ayağa
kalkma zorunluluğu getirilmiş ve fakat kanunun gerekçesinde mah-
keme kurulu ve Cumhuriyet savcısı, bu zorunluluktan muaf tutul-
muştur.
1
1
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin gerekçesinde: “Hüküm açıklanırken mah-
keme kurulu ve Cumhuriyet Savcısı hariç duruşma salonunda bulunan herkes
ayağa kalkmak zorundadır.”