

TBB Dergisi 2014 (110)
Melek ACU
425
den ayrıcalığı ifade eden kavramların da, mülkiyet hakkının unsurları
arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Taşınır ve taşınmaz mallar ile alacaklar, parasal olan somut veya
soyut her türlü değer mal mülk kavramı içerisinde değerlendirilmek-
tedir. Soyut parasal değer kavramını açıklamakta fayda mülahaza
edilmektedir. Soyut parasal değerin mal olarak kabul edilmesinin şar-
tı, meşru beklenti olarak tezahürünün olmasıdır. Meşru beklentinin
gelecekte mevcut olacağı konusunda kişisel bir ümide değil, somut
nitelikte kanun maddesine veya yargı kararı gibi bir hukuki belge-
ye dayanması aranmaktadır. Örneğin bir işletmenin müşteri çevresi,
günlük hayatta sıkça kullanılan taksitli satışlar mülkiyet hakkının ka-
zanılmasında meşru beklentiyi oluşturur. Birikimler, mülkiyet hakkı
kapsamında değerlendirilmektedir. Parasal değerlerin ulusal mevzu-
ata uygun elde edilmiş olması gerekmektedir. AİHM, hukuka aykırı
elde edilmiş parasal değerleri, “
hakkın kötüye kullanılmaması ilkesi
” uya-
rınca Sözleşme kapsamında görmemektedir.
61
Vergiler, para cezaları
da mülkiyet hakkına konu kabul edilmektedir.
62
Enerji ve doğal güç-
ler, fikri ve sınaî mülkiyet hakları, bitkiler, tazminatlar, alacak hakları
da mülkiyet hakkına konu olabilmektedir. Mülkiyet hakkı kavramını
yukarıda ifade edildiği gibi geniş yorumlayan AİHM, korumanın bo-
yutlarını konusunda aynı yaklaşımı göstermemiştir. Korumanın edi-
nilmiş mallara yönelik olduğu, gelecekteki beklentileri kapsamadığı,
verilen kararlardan çıkarılan sonuçtur.
Mülkiyet hakkından yoksun bırakma, kullanımının sınırlandı-
rılması ve hakkın özü bakımından yapılan müdahaleler, mülkiyet
hakkının ihlal şekilleridir. Mülkiyet hakkına müdahaleyi, salt kamu
61
Bkz. Phillips-Birleşik Krallık davası: Başvuru No: 41087/98, 5 Temmuz 2001, ka-
rarında uyuşturucu satan kişinin mallarının müsadere edilmesini mülkiyet hakkı-
nın ihlali olarak görmemiştir. Özellikle parag. 35 ve 53.
www.echr.coe.intsitesin-
den ulaşılabilinir.
62
Akkuş /Türkiye, Başvuru No: 19263/92, Karar Tarihi: 23.10.1997, kararında özet-
le; arazisinin kamulaştırma bedeli düşük tutulduğu iddiasıyla başvurucunun As-
liye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtığı, kamulaştırma tarihinden itibaren işletile-
cek %30 faiz oranı ile ek bir bedel ödenmesine mahkemece karar verildiği, kararın
temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay’ın onama kararından 17 ay sonra kendisine
ödeme yapıldığından; AİHM, devletin kendi alacaklarına %84 oranında faiz uy-
gularken, yıllık enflasyon oranının %70 olduğu bir durumda, kamulaştırma bede-
linin %30 temerrüt faizi ile ödenmesi kararı sonucunda oluşan durumu, mülkiyet
hakkının ihlâli kabul etmiştir.
www.echr.coe.intsitesinden ulaşılabilinir.