

Borçlar Kanununa Göre Ön Ödemeli Taksitle Satış Sözleşmesi
74
“taksitlerin sayısı, tutarı, vadesi ve sözleşmenin süresi”
,
“taksitleri kabule
yetkili banka”
,
“alıcıya karşı üstlenilen faiz miktarı”
59
,
“alıcının yedi gün
içinde sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma hakkı”
60
,
“alıcının sözleşmeden cayma hakkı ve bu sebeple ödeyeceği cayma parası”
ve
“sözleşmenin kurulduğu yer ve tarih”
sözleşmede belirtilir.
Öte yandan kanun koyucu, Borçlar Kanununun 264 üncü mad-
de hükmünün uygulanamayacağı bazı alanları Kanunun
“Uygulama
Alanının Sınırlanması”
başlıklı 271 inci maddesi ile öngörmüştür. Buna
göre
, “alıcının tacir sıfatıyla hareket etmesi veya malın bir ticari işletmenin
ihtiyacı için ya da meslekî amaçlarla satın alınması durumunda, 264 ilâ 271
inci maddeler uygulanmaz”
. Söz konusu hükümde alıcı bakımından üç
farklı duruma ilişkin olarak sınırlama düzenlenmektedir. Basiretli bir
iş adamı gibi hareket etmesi beklenen tacirin (TK. m. 18/II) 264 üncü
maddedeki şeklî şartlardan ötürü ticarî hayattaki seyrine engel olun-
mak istenmemesinin söz konusu hükmün amaçlarından biri olduğu
ifade edilebilir. Bu hükme göre, alıcının tacir sıfatıyla hareket etmesi
veya malını bir ticarî işletmenin ihtiyacı için ya da meslekî amaçlar-
la satın alması durumunda, Borçlar Kanununun 264 üncü maddesi
uygulanamaz. Söz konusu durumlardan birinin varlığı hâlinde söz-
leşmelerin şekline ilişkin ana kural olan şekil serbestisini düzenleyen
Borçlar Kanununun 12 nci maddesinin ilk fıkrası hükmü uygulanacak
ve iradelerin sözlü açıklanması dahi sözleşmenin doğumu için yeterli
kabul edilecektir. Dolayısıyla, 264 üncü maddenin ikinci fıkrasında sa-
yılan unsurların bulunması zorunluluk arz etmez. Bu durumda taraf-
ların iradî bir şekil olarak basit yazılı şekli tercih etmeleri hâlinde 264
üncü maddenin ikinci fıkrasında sayılan unsurlara sözleşme metninde
yer verilmemesi sözleşmeyi geçersiz kılmaz (BK. m. 17/I).
yıtlar geçersizdir. Söz konusu bu emredici hüküm sayesinde ek bedel adı altında,
toplam satış bedelini aşan bir bedelin alıcıdan talep edilmesinin önüne geçilmiştir.
59
Alıcıya karşı üstlenilen faiz miktarının, yıllık faiz oranının, peşin satış fiyatından,
ön ödeme tutarı düşüldükten sonra elde edilen miktara (kredi miktarı) uygulan-
masıyla elde edilen meblağ olduğuna dair Atasoy / Taşkın / Acar, 144.
60
Borçlar Kanununun 264 üncü maddesinin gerekçesine göre, söz konusu bentteki
“sözleşme yapılması konusundaki irade açıklamasını geri alma hakkı” şeklindeki
ibareyle, açıklanan iradenin geri alınması kastedilmektedir. Gerekçenin devamın-
da ise, “Geri alma” teriminin kullanılmasının, “dönme”, “cayma” ve “vazgeçme”
terimlerinin tartışılmasından sonra daha uygun görüldüğüne yer verilmiştir.