

Borçlar Kanununa Göre Ön Ödemeli Taksitle Satış Sözleşmesi
76
hüküm uyarınca cayma hakkı, sadece ödeme süresi bir yıldan daha
uzun veya belirsiz olan sözleşmeler bakımından kabul edilmiştir. Do-
layısıyla, 8 inci bentte sayılan hususun, yani alıcının sözleşmeden cay-
ma hakkı ve bu sebeple ödeyeceği cayma parasının ödeme süresi bir
yıl veya daha kısa olan sözleşmelerde yer almamasının sözleşmenin
geçersizliğine sebep olmaması gerekmektedir
66
.
III- Hukukî Niteliği
A) Tam İki Tarafa Borç Yükleyen Bir Sözleşme Olması
Ön ödemeli taksitle satış sözleşmesinde alıcı ve satıcının birbirine
karşı aslî nitelikte bir edimi yüklenmesi söz konusu olup, tarafların
borçlanmış oldukları edimler arasında bir karşılıklılık ve bağımlılık
ilişkisi bulunmaktadır. Bu kapsamda söz konusu sözleşmede alıcının
borçlandığı edim, satış bedelini önceden kısım kısım ödemek iken, sa-
tıcının borçlandığı edim, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini bedelin ta-
mamen ödenmesinden sonra alıcıya devretmektir.
Ön ödemeli taksitle satış sözleşmesinin Kanunda bir satış türü olarak
düzenlenmiş olması bu noktada önem arz eder. Zira, taşınır satışına iliş-
kin olarak kanunkoyucu Borçlar Kanununun 232 nci maddesinin ikinci
fıkrasında
“aksine yerel
âdet veya anlaşma yoksa, satılanı
n hemen devralın-
ması gereklidir”
h
ükmüne yer vermiştir.
Bu hüküm gereğince iki tarafa
borç yükleyen sözleşmelerde her iki tarafın da borçlarını aynı anda ifa
etmelerini öngören ilkenin ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi bakımın-
dan da geçerli olması gerekir. Ancak, kanunkoyucu alıcıyı borcunu ön-
celikli olarak ifa etmekle yükümlendirdiği için ön ödemeli taksitle satış
sözleşmesinde aynı anda ifa ilkesinin kanunî bir istisnası söz konusudur.
B) Mülkiyeti Devretme Borcu Doğuran Bir Sözleşme Olması
Ön ödemeli taksitle satış sözleşmesi, kanunî düzenlemeye kavuş-
muş sözleşmelerden satışın bir türü olarak kanunda yer almaktadır.
Buna göre, söz konusu sözleşmenin de esas amacının bedel karşılığın-
da sözleşme konusu şeyin mülkiyetinin kesin olarak karşı tarafa geçi-
rilmesini sağlamak olduğunu ifade etmek mümkündür
67
.
66
Söz konusu bu görüş hakkında bkz., Zweifel, 1307.
67
Bilge, Necip, Borçlar Hukuku, Özel Borç Münasebetleri, Ankara, 1962, s. 21-22;