

TBB Dergisi 2014 (110)
Mehmet AKÇAAL
87
leşmede belirtilen bir bankada kendi adına açılacak gelir getiren bir
tasarruf veya yatırım hesabına yatırmakla yükümlü olduğu öngörül-
mektedir.
Bu hükme göre, alıcının söz konusu yükümlülüğünün gerçekleş-
mesi için ilk şart olarak, ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belir-
siz olan bir ön ödemeli taksitle satış sözleşmesinin varlığı gerekmekte-
dir. Hükümde açıkça ödeme süresi bir yıldan daha uzun veya belirsiz
olan sözleşmelere yer verildiğine göre, ödeme süresi bir yıl veya daha
az olan sözleşmeler bakımından böyle bir güvencenin zorunlu olma-
dığını kabul etmek mümkündür. Buna göre, ödeme süresi bir yıl veya
daha az olan sözleşmelerde ödemelerin 265 inci madde hükmüne göre
bankaya yatırılmaları veya doğrudan doğruya satıcıya ifa edilmeleri
kararlaştırılabilir.
İkinci şart olarak, alıcının sözleşmede belirtilen bir bankada kendi
adına açılmış bir hesaba sahip olması gerekmektedir. Söz konusu he-
sabın gelir getiren bir tasarruf veya yatırım hesabı olması gerektiği de
hükümden anlaşılmaktadır.
Üçüncü şart olarak, ödeme süresinin bir yıldan daha uzun veya
belirsiz olduğu sözleşmelerde alıcının, ödemeleri, ikinci şartta belir-
tilen banka hesabına yatırması gerekmektedir. Dolayısıyla, alıcının
edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirebilmesi için ödemeleri
kendisinin sahip olduğu herhangi bir banka hesabına değil, ikinci şart
kapsamında açıklanan banka hesabına yatırması gerekmektedir.
İlk fıkra kapsamında açıklanan söz konusu üç şart, alıcının yüküm-
lülüğüne ilişkindir. Hükmün ikinci fıkrasında ise bankanın yükümlü-
lüklerine yer verilmektedir. Buna göre, bankanın tarafların çıkarlarını
ayrım yapmaksızın gözetmekle ve alıcı hesabına açılmış hesapta birik-
miş paralardan yapılacak herhangi bir ödeme için her iki tarafın rızası-
nı aramakla yükümlü olduğu düzenlenmektedir. Dolayısıyla, alıcının
kendi banka hesabına yatırarak yerine getirdiği ödemelerden satıcının
yararlanabilmesi için her iki tarafın da rızası şarttır. Bu durumda taraf-
lardan herhangi birinin razı olmaması hâlinde, ödeme kesinlikle yapı-
lamaz. İkinci fıkranın devamına göre ise, bu konuda önceden rızanın
verilemeyeceği emredici bir şekilde düzenlenmektedir. Dolayısıyla,
ödemeler hesaba yatırılmadan verilen rıza geçersizdir.